Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12074 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17421 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava; davacının 06.03.2005 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 01.07.2015 tarihli kısa kararda davanın kabulü ile 10.000 TL Manevi tazminat ile 1.000 TL Maddi Tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmişken; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında maddi ve manevi tazminatların davalı ... Tar. Tic.ve San. A.Ş.'den alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği belirtilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye düşüldüğü anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa, son oturumda tefhim edilen kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu yukarıda belirtildiği gibi zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, konuyla ilgili 10.04.1992 günlü ve 991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.Somut olayda; kısa kararda tazminat miktarlarından her iki davalı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşken; gerekçeli kararda davalılardan sadece ... Tar.Tic.ve San.A.Ş'nin sorumlu tutularak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması isabetsiz olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair temyiz itirazları incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 04.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.