MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A RDava, davacının davalıya ait kömür madeni işyerinde, 1997 yılı Ocak ayından 1998 yılı Şubat ayına, 1999 yılı Mart ayından 2000 yılı Ocak ayına ve 2003 yılı Mart ayından 2011 yılı Mart ayına kadar geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı ... San. Tic. Ltd. Şirketi'nde 15.04.1997-31.08.1998, 21.12.1999-01.01.2000 ve 09.12.2003-31.03.2011 tarihleri arasında Kuruma bildirilen günler dışında 683 gün daha, hizmet sözleşmesine dayalı, eylemli ve kesintisiz olarak günün asgari ücreti üzerinden çalıştığının ve bu sürelerde 5510 sayılı Yasa’nın 4/a (506 sayılı Yasa’nın 2/1) maddesi gereğince sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait 3083 sicil sayılı işyerinde 15/04/1997-31/08/1998, 21/12/1999-01/01/2000 ve 09/12/2003-29/03/2011 tarihleri arasında geçen bir kısım çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, 2005-2011 yılları arasına ilişkin bir kısım imzalı ücret bordrolarının bulunduğu ve ücret bordrolarının gün ve ücret olarak davacının bildirimleri ile uyumlu olarak düzenlendiği,davacı ve davalı tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesine göre Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.Somut olayda, Mahkemece tanık beyanları dayanak alınarak davacının tespit edilen dönemde ayda 30 gün kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de dosyada bulunan imzalı ücret bordrolarına göre davacının Kuruma bildirimlerinin yapılmış olması durumu göz ardı edilerek tanık beyanlarına göre yapılan söz konusu tespit yerinde olmadığı gibi, davacının davalıya ait işyerinde 1997 yılı Ocak ayından 1998 yılı Şubat ayına, 1999 yılı Mart ayından 2000 yılı Ocak ayına ve 2003 yılı Mart ayından 2011 yılı Mart ayına kadar geçen sürenin tespitini talep ettiği halde Mahkemece talep aşılarak davacının 15/04/1997-31/08/1998, 21/12/1999-01/01/2000 ve 09/12/2003-31/03/2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitine karar verildiği anlaşılmıştır.Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve sonucuna göre taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının talebi doğrultusunda karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Kabule göre de, karar başlığında davalı şirketin adının yanlış yazılması da doğru değildir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ...'e iadesine 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.