Mahkemesi : Manisa İş MahkemesiTarih : 24.07.2006No : 1996-1466 Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 1479 sayılı Yasa sigortalılığının başladığı 09.02.1998 tarihleri arasındaki sürede zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının ilk kesinti tarihinden 1.6.1997 tarihine kadar 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p. e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş.Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının Ziraat Odası kaydının bulunmadığı, Tarım Kredi Kooperatifi ortağı olmadığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, Ziraat Bankasından kredi almadığı, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 25.3.1996 tarihinde yapıldığı, 1997, 1998 ve 1999 yıllarında da prim kesintilerinin bulunduğu, ayrıca davacının tarım Bağ-kur sigortalılık şartlarının devam ettiği 1997,1999 yıllarında çakışan şekilde 1.6.1997 tarihinden itibaren SSK’na tabi isteğe bağlı sigortalı ve 9.2.1998 tarihinden itibaren de 1479 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğu görülmektedir.Davacının 1996-1999 yılları arasındaki tarımsal faaliyeti nedeniyle yapılan prim tevkifatları dikkate alındığında zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan 506 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı sigortalılığı bulunduğundan dava, Sosyal Sigortalar Kurumunun da hak alanını ilgilendirmektedir. Yapılacak iş, SSK Başkanlığının yöntemince davaya katılması temin edilip, delillerini sunması sağlandıktan ve davacının S.S.K. şahsi sicil dosyası ile Bağ-Kur nezdindeki şahsi sicil dosyaları celp edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 9.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.