Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12006 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18772 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının mayıs 1998 ile ağustos 2005 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne ,davacının 01.05.1998-23.03.2004 tarihleri arasında hizmet akdi ile davalı ...'ya ait işyerinde,23.03.2004-01.08.2005 tarihleri arasında hizmet akdi ile davalı ... ve ...'na ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 13.08.2004-13.11.2004 ve 23.06.2005-15.11.2005 tarihleri arasında davalılardan ... ve ... ait işyerinden hizmetinin bildirildiği,1087174 sicil numaralı ... ve ... unvanlı işyerinin 13.08.2004 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve dönem bordrolarının dosyada bulunduğu, ... işyeri dönem bordrosunun dosyada bulunmadığı,iki işyeri arasında organik bağ olup olmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, davacının 01.09.2005 tarihli müfettişe verdiği ifadesinde ,... Restorant'a ait balık Restoran işi işyerinde 3 yıldır aşçı olarak çalıştığını,işyerinin çay bahçesi iken 14.7.2004 tarihinden sonra restaurant haline geldiğini,3 yıllık çalışma süresi boyunca çalışmasının süreklilik arzetmediğini,çay bahçesi olması nedeniyle sezonluk çalıştığını beyan ettiği, bir kısım bordro tanıklarının dinlendiği, bu tanıkların davacının talep edilen dönemde aralıksız çalıştığını belirttiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, ... işyerinin kanun kapsamına alındığı tarihi araştırarak dönem bordrolarını dosyaya almak,her iki işyerinden ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar dinleyerek ,davacının çalışma süresi ,çalışmanın sezonluk olup olmadığı konusunda bunların bilgilerine başvurmak, dinlenen tanıkların hizmet cetvelini dosyaya celbetmek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... Kurumu, zabıta, ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının sosyal güvenlik müfettişine verdiği 01.09.2005 tarihli imzalı beyanın davacı açısından bağlayıcı nitelikte olduğu da göz önünde bulundurulup, araştırmayı genişleterek toplanan delillere göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan Kurum haricindekilere iadesine 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.