Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11987 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20319 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, ölüm aylığının eksik bağlanması nedeniyle ölüm aylığı fark alacağının yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Davacı, müteveffa eşinden dolayı bağlanan ölüm aylığının davalı Kurum tarafından yanlış hesaplanarak eksik ödeme yapıldığını beyanla fark aylıkların ödenmesini istemiştir. Mahkemece; ödenmesi gereken toplam 14.182,68 TL fark aylık ile her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının eşinin 01.11.1990 tarihinde vefat ettiği, davacının eşinin 1963 yılında 123 gün ve 1990 yılında 26 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunduğu, ayrıca 1974 – 1967 yılları arasında 1200 gün 5434 sayılı Yasa ve 1972 – 30.09.1990 arasında da 4.886 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında hizmeti bulunduğu, murisin 06.10.1990 – 01.11.1990 tarihleri arasında SSK'sı olması nedeni ile hak sahiplerine ve davacıya 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı bağlandığı, ancak daha sonra murisin 06.10.1990 – 01.11.1990 tarihleri arasındaki SSK hizmetlerinin davalı Kurum tarafından müfettiş raporuna istinaden iptal edildiği, dolayısıyla davacıya bağlanan ölüm aylığının da iptal edildiği, müfettiş raporunda; işe giriş bildirgesinin murisin vefatından sonra 05.11.1990 tarihinde verildiğinin, Kurum memuru tarafından da bir takım usulsüzlükler yapıldığının bildirildiği, ayrıca işveren tarafından 06.09.1991 tarihli dilekçe ile 27.06.1990 tarihinden sonra işçi çalıştırmayacağına dair beyanda bulunulduğunun anlaşıldığının belirtildiği, davacı tarafından daha önce “ davacının Bağ-Kur emeklisi eşinden dolayı alması gereken emekli ikramiyesi ve ölüm aylığı tutarlarının davalı Kurum tarafından eksik ödenmesi nedeni ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL'nin mevduat faizi ile birlikte tahsili ” talebi ile İş Mahkesi'nin 2012/295 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, ancak dava birden fazla kere takipsiz bırakıldığından HMK 150 ve 317 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, eldeki dosyada mevcut bilirkişi raporunda; ölüm aylığı hakkını doğuran olaydan itibaren 5 yıl içinde talepte bulunulmaması nedeni ile davacıya daha sonra murisin Bağ-Kur sigortalılığından dolayı 01.10.2008 tarihinden itibaren aylık bağlandığının bildirildiği, ancak davalı Kurum tarafından ise davacıya 01.12.1990 tarihinden itibaren yeniden ölüm aylığının bağlandığının iddia edildiği, davacının murisin ölümünün üzerinden 5 yıl geçmeden murisin SSK dosyasından ölüm aylığı talebinde bulunduğu ve Bağ-Kur dosyasına da bu durumu bildirerek hizmetlerin aktarılmasını istediği, işlemden kaldırılan İş Mahkemesi'nin 2012/295 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda ise bu husus ve murisin prim borcu bulunmadığı belirtilerek; davacıya 01.12.1990 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin bildirildiği ve davacıya 01.12.1990 – 01.10.2008 tarihleri arasında ödenmesi gereken aylıkların hesaplandığı, bulunan miktarın iş bu davada hüküm altına alınan 14.182,68 olduğu, . İş Mahkemesi'nin 2012/295 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporundan sonra davacı tarafça faizin de hesaplanmasının istenildiği, bilirkişi tarafından 13.662,89 TL faiz hesaplandığı ve davacı vekili tarafından önceden hesaplanan asıl alacak miktarı üzerinden değil de faiz miktarı üzerinden davanın ıslah edildiği, İş Mahkemesi'nin esas sayılı dosyasında; Kurum tarafından davacıdan ve sahtecilik yaptıkları anlaşılan Kurum memurlarından, murisin çocuklarına 01.12.1990 – 21.121990 tarihleri arasında fuzulen ödenen 73,71 TL'nin istenildiği, iş bu dosya kapsamında söz konsu dosyanın akibeti ile ilgili belge bulunmadığı, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmadığı, ancak UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada davanın kabul edildiğinin ve onanarak kesinleştiğinin anlaşıldığı, söz konusu dosyada bilirkişinin talebi üzerine mahkemece davalı Kurum'dan; hak sahiplerine bağlanan aylıkta iptal edilen çalışmanın da dikkate alınıp alınmadığının sorulduğu ve Kurum tarafından 11.06.1997 tarihli yazı ile dikkate alınmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; İş Mahkemesi'nin esas sayılı dosyası incelenip değerlendirilmeden, davacıya hangi Yasa kapsamında ve hangi tarihten itibaren aylık bağlandığı hususu araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; İş Mahkemesi'nin esas sayılı dosyasını dosya arasına alarak değerlendirmek, davalı Kurum'dan davacı ve murisin diğer mirasçılarına bağlanan ölüm aylığının hangi Yasa kapsamında ve hangi tarihten itibaren bağlandığını sormak ve ölüm aylığı bağlanmış ise ay be ay ödenen aylıkların dökümünü istemek, daha sonra tüm bu hususları da değerlendiren bir bilirkişi raporu alarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.