Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11824 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 14548 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi : Ankara 10. İş MahkemesiTarih : 21.12. 2006No : 577-780Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacıların tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine.2-Dava, iş kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle davacı hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı maddi ve manevi tazminatların davalıdan olay tarihinden itibaren işleyerek yasal faizleri ile tahsiline karar verilmiş ise de, bu sonuç aşağıda yazılı nedenler gereği doğru bulunmamıştır. a)Davacılardan eş H. ile çocuklar E. ve H.'ın hesaplanan maddi tazminatları, HUMK.'un 83 ve devamı maddelerine uygun olarak ıslah edilmiştir, 15.12.2006 günlü harcı yatırılmış dilekçe ile eş H. için 23.118.66 YTL., çocuk E. için 14.837.10 YTL. ve çocuk H. için 18.011.97 YTL. bakiye maddi tazminatlar istenmiştir. Islah dilekçesinde artırılan, bu miktarlara ilişkin "faiz" talebinin olmadığı ise tartışmasızdır. Bu durumda talep olmadığı halde HUMK.'un 74. maddesinde yazılı talepten fazlaya hüküm verilemeyeceğine ilişkin usul kuralına aykırı şekilde, artırılan bu miktarlarında olay tarihinden itibaren işleyerek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi.b)Davacı hak sahibi çocuklar E. ve H.'ın maddi zararları hesaplanırken 506 sayılı Yasa'nın 23. maddesinde anılan şekilde yüksek öğrenime devam edip etmedikleri araştırılmadan yerinde olmayan bilirkişi görüşüne dayalı destek sürelerinin 25 yaşın bitimi olarak esas alınması da doğru görülmemiştir.Gerçekten, bu gibi hallerde, hak sahibi çocukların destek süreleri 506 sayılı Yasa'nın 23. maddesinde belirlenmiştir. 506 sayılı Yasa'nın 23/1-c-a maddesi uyarınca iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, çocuklardan; 18 yaşını orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını, doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malül bulunan ve sosyal sigortaya Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan çocuklarla, yaşları ne olurlarsa olsun evli olmayan evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve sosyal sigortaya Emekli sandıklarına tabi bir işte çalışmayan kız çocuklarına gelir bağlanacağı, 23/1-son maddesinde ise sigortalının ölümü tarihinde 18 veya 20 yaşını doldurmuş olup gelire hak kazanmamış durumda olan erkek çocuklar içinde sonradan öğrenim yaptıkları takdirde a fıkrasındaki haklardan yararlanacağı, 23/V. maddesinde de sigortalının erkek çocuklarına bağlanan gelirlerin çocuğun 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını Yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar devam edeceği bildirilmiştir. Bu halde olay tarihinde 12 yaşında olan E. ile 10 yaşında olan Çocuk H. için açıklanan yasa hükmü gereğince Yüksek Öğrenime devam edip etmedikleri yöntemince araştırılmaksızın maddi hesap, raporunda 25 yaşın sonuna kadar destek süresi hesaplanması,c)Davacı, H.K.ekli vekaletmanede açıklanan kimlik bilgileri ile vekili aracılığıyla iş bu davayı açmıştır, davacının gerçek adı düzenlenen karar başlığında davacının ad ve soyadının HUMK.'un 388/2. maddesine aykırı olarak "H. K." olarak yazılması, Usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün açıklanan bu nedenlerden dolayı bozulması gerekmektedir.Yapılacak iş; yukarıda açıklanan b bendi uyarınca çocuklar E.ve H. , yönünden gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra oluşacak duruma göre yeniden yöntemince hesap raporu almak, varsa hesaplanan maddi zararlarına ve eş H. için hüküm altına alınan maddi zarar miktarlarından a bendinde açıklanan şekilde sadece ilk davada talep edilen maddi zarar miktarına olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulayarak HUMK.'nun 388. maddesine uygun şekilde hüküm kurmaktan ibarettir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,09.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.