Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11691 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19723 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, eşinden dul aylığı almaktayken babasından da aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; davacıya babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının babasının 12.01.1994 tarihinde vefat ettiği, eşinin ise 22.06.2008 tarihinde vefat ettiği, her ikisinin de 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı oldukları, davacının 19.07.2012 tarihli tahsis talebinin davalı Kurum tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık; 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak vefat eden eş ve babadan dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasa'nın 46/2.maddesinde; “ Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden aylık ödeme tarihinden itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan nedenlerin ortadan kalkması halinde, bu Kanunun 45 inci maddesinin ikinci fıkrasının ( c ) bendi hükmü saklı kalmak şartıyla, bu tarihi takip eden aylık ödeme tarihinden başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda; mahkemece davacının eşinin ve babasının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı oldukları, bu itibarla 1479 sayılı Yasa'nın 46/2. maddesi göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiği göz ardı edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.