Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11618 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20048 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 07.07.2009-05.12.2010 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen kısmi süreli çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadışı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, davacının fotokopisini ibraz ettiği devir teslim ve rapor defterinde bazı tarihlerde nöbeti teslim eden ve teslim alan kısımlarında isminin bulunması, davacının ibraz ettiği 05.09.2009 tarihinde davalı işverenin adının bulunduğu tediye makbuzunda “1-2.9.2009 Hanedan-Yedek” açıklaması ile davacıya 60 Lira ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında, davacının davalı işyerindeki çalışmalarının sürekli olmaması, yedek elaman olarak çalıştığı günlerin düzenli olmaması ve tespit edilememesi gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Yapılacak iş, davalı işyerinden devir teslim ve rapor defterinin aslını istemek, ihtilaflı dönemde davacının hangi tarihlerde kaç gün çalışmasının kayıtlara geçtiğini belirlemek, davacıdan ve davalı işverenden davacının adına düzenlenen makbuzları ibraz etmesini istemek, ihtilaflı döneme ilişkin devir teslim ve rapor defterinde adı geçen çalışanlar ile dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının dava dışı işyerinde geçen çalışmasının dışlanması gerektiğini de göz önünde bulundurarak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 26.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.