Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11440 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4518 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi : Ankara 4.İş MahkemesiTarih : 15.01.2006No : 474-394Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, işkazası sonucu ölüm nedeniyle uğranılan maddi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece dairemizin usule ilişkin bozma öncesi hesap raporuna dayanılarak sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Asgari ücretin ve toplu iş sözleşmelerinin uygulanması Kamu düzeniyle ilgili olduğundan bir talep olmasa dahi resen gözönünde tutulması zorunludur. Öte yandan, Kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Bu nedenle, bozmadan sonra işçi ücretlerinde artma olmuş ise, bu artışlarında hesapta gözönünde tutulması gereklidir. Zira, bozmadan sonra meydana gelecek artışları davacı önceden bilme olanağına sahip olmadığından davacının kararı temyiz etmemesi karşı taraf yararına bu açıdan usuli kazanılmış hak doğurmaz. Ancak yapılacak hesapta bir maddi tazminat ödemesi gerektiği sonucuna varılırsa, önceki kararı davacı temyiz etmediğinden maddi tazminat bozmadan önceki miktarı geçemez. Başka bir anlatımla, bozmadan önceki kararla hüküm altına alınan miktar aşılmamış olmadıkça davalı yararına kazanılmış haktan söz edilemez.Yapılacak iş, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler (asgari ücretteki artışlar veya toplu iş sözleşmesinin getirdiği olanaklar) gözönünde tutularak yeniden hesap raporu almak, alınan hesap raporundaki miktardan tüm yasal indirimler özellikle Sosyal Sigorta kurumunca davacılara bağlanan en son peşin sermaye miktarları da sorularak indirilmek, tesbit edilecek bu miktar bozmadan önce belirlenen tazminat miktarından fazla olduğu takdirde, bozmadan önceki kararda belirlenen miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir. Kabule göre de; hükmedilen tazminata 19.03.2000 olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 19.03.2002 tarihinden itibaren işletilmesi usul ve yasaya uygun değildir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli,hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.