Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11353 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24573 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalı kurumun yapmış olduğu asgari incelemesi sonucunda resen tahakkuk ve tebliğ ettiği prim ve gecikme zammından sorumlu olmadığının ve bu alacağın tahsili için kurum tarafından başlatılan ödeme emrinin prim ve gecikme zammı kısmından sorumlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.Dava, davalı Kurumun davacıya ait inşaat işyeri hakkında yapmış olduğu asgari işçilik incelemesi sonucunda re'sen tahakkuk ve tebliğ ettiği 62.457,17 TL prim ve 7.702,77 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 70.159,94 TL'nin 40.000,00 TL prim ve gecikme zammı kısmından sorumlu olmadığının ve bu alacağın tahsili için başlatılan .... İl Müdürlüğünün 2012/14937 takip sayılı ödeme emrinin 40.000,00 TL prim ve gecikme zammı kısmından sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ..... İl Müdürlüğünün .... nolu icra takip dosyasında yapılan takibin 27.378,75 TL'lik kısmını ve talep edilen faize dair kısmın iptaline, davacının davalı Kuruma 35.078,42 TL ek pirim borcu bulunduğunun ve faizin bu miktar üzerinden hesaplanmasının gerektiğinin tespitine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı .....'nin ... ili .... köyünde 2 adet yarı açık ahır, yem deposu, idari bina ve lojman, sağımhane ve ofisten ibaret üç kısımdan oluşan hayvan yetiştirme tesisi -inşa ettiği, yapının toplam inşaat alanının 7033 m2 olduğu, yapının inşaat alanları 5512 m2 ve 1109 m2 olan toplam 6621 m2'lik iki bölümünün prefabrik yapı elemanlarından inşa edilmesi nedeniyle II-B yapı sınıf ve grubunda olduğu, 412 m2 lik kısmın ise betonarme karkas yapı olması nedeniyle III-A yapı sınıf ve grubunda olduğu, Kurumun .... sicil sayısında kayıtlı işyeri dosyasında yürütülen inşaat yapım işinin 17.08.2011 – 18.10.2011 tarihleri arasında tamamlandığı, Kurum müfettişince düzenlenen 20.04.2012 tarih ve 307633/AİR/1 sayılı asgari işçilik raporu doğrultusunda 2.165.021,00 TL inşaat maliyeti, 18.916,20 TL Kuruma bildirilen işçilik üzerinden hesaplanan 194.851,89 fark işçilik tutarına göre % 35,50 prim oranı üzerinden 62.457,17 TL prim ve 7.702,77 TL gecikme zammı (04.07.2012 tarihi itibariyle hepaplandı) olmak üzere toplam 70.159,94 TL'nin davacı şirkete tebliğ edildiği, süresinde yapılan itirazın reddi üzerine eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, Kurumca tebliğ edilen prim ve gecikme zammından sorumlu olmadığının tespiti yanında Kurumun 2012/14937 takip sayılı ödeme emrinin 40.000,00 TL prim ve gecikme zammı kısmından sorumlu olmadığının tespitini talep etmiştir. 5510 sayılı Kanun'un 85.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usûllerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.” düzenlemesi bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanun'un 85.maddesi asgari işçilik uygulamasından kaynaklanan Kurum alacaklarında tebliğ, itiraz ve dava yoluna ilişkin olup 6183 sayılı Kanun'a göre özel Kanun niteliğindedir. Öte yandan 6183 sayılı Kanun'un 58.maddesinde itiraz sebepleri sınırlı olup 5510 sayılı Kanun'un 85.maddesinde belirtilen itiraz yolunda ise asgari işçilik uygulamasına yönelik tüm itirazların dile getirilmesi mümkündür. Dolayısıyla 5510 sayılı Kanun'un 85.maddesinde düzenlenen itiraz ve dava yolu ile 6183 sayılı Kanun'un 58.maddesinde düzenlenen itiraz yolunun hukuki dayanakları ile sonuçları farklıdır. 5510 sayılı Kanun'un 85.maddesinde Kurum alacağının borçluya tebliğinden sonra itiraz prosedürü bulunduğundan, Kurum alacağı borçluya tebliğ edilmeden ve itiraz edilmesi halinde Kurum tarafından itiraz hakkında bir karar verilene kadar 6183 sayılı Kanun'a göre takip yapılması mümkün olmadığından bu aşamada ödeme emri tebliği de mümkün değildir. 5510 sayılı Kanun'un 85.maddesinde yer alan "itiraz takibi durdurur" kuralı bu biçimde anlaşılmalıdır. Somut olayda, itiraz prosedürü tamamlandığından ödeme emri yoluyla alacağın takibi mümkün ise de ödeme emrinin davacıya 11.09.2012 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davanın (7) günlük itiraz süresinden sonra 16.10.2012 tarihinde açıldığı gözetilmeden mahkemece işin esasına girilmiştir. Ne var ki dosya içerisinde yer alan ödeme emrinin aslı veya önlü-arkalı onaylı fotokopisi bulunmadığından davacıya ödeme emrine karşı başvuracağı hukuk yolu, yöntemi ve süresinin tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Anayasa'nın 40.maddesinin 2.fıkrasında yer alan “Devlet, işlemlerinde, -ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." düzenlemesi doğrultusunda Kurumdan ..... İl Müdürlüğünün 2012/14937 nolu icra takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin aslı veya önlü-arkalı onaylı fotokopisi istenerek davacıya ödeme emrine karşı başvuracağı hukuk yolu, yöntemi ve süresinin tebliğ edildiğinin anlaşılması halinde ödeme emrinin iptali ve menfii tespit isteminin hakdüşürücü süre nedeniyle reddine, tebliğ edilmediği anlaşılır ise işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.3.Asgari işçilik uygulamasına dair uyuşmazlıkların sağlıklı çözümü için kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılması, faturaların doğruluğunun ve niteliğinin belirlenmesi, incelemeye konu işin (sektörün) özelliklerine göre işçilik miktarının ve asgari işçilik oranının tespiti gerekir. Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; HMK'nın 266.maddesine göre asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen bir hukukçu, serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi (veya yeminli mali müşavir) ve asgari işçilik incelemesine konu iş (sektör) konusunda bilgi sahibi (inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, otel yöneticisi vb.) bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır.Somut olayda, yukarıda açıklanan biçimde hukukçu, inşaat mühendisi ve serbest muhasebeci mali müşavir (veya yeminli mali müşavir) bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan açıklayıcı ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerekirken bilirkişi kurulu oluşturmaksızın, keşfe iştirak eden inşaat mühendisinden alınan rapor sonrasında keşfe iştirak etmeyen serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiden ayrı ayrı rapor alınarak sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş, yukarıda açıklanan biçimde oluşturulacak kuruldan;a) Şirket müdürü ....'in Kurum müfettişine verdiği ifadesinde ....'den alınan 14.08.2011 tarih ve ... sıra numaralı KDV hariç 262.711,87 TL tutarındaki fatura dışında üçüncü kişilere iş yaptırılmadığını, dolayısıyla bu iş ile ilgili olarak başka malmezeli veya salt işçilik faturası bulunmadığını söylemesi karşısında bilirkişi tarafından hesaplamaya esas alınan 11.593,22 TL, 59.257,20 TL, 12.750,00 TL, 1.992,00 TL tutarındaki 4 faturanın davacı şirket ile bu faturaları düzenleyen şirketlerin defter ve kayıtlarında muhasebe tekniklerine uygun olarak yer alıp almadığını, gerçek bir iş için düzenlenip düzenlenmediğini ve özellikle fatura bedellerinin ödenip ödenmediğini açıklayan,b) Diğer iki faturanın hesaba esas alınmadığı bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle bu hususta davalı Kurum yararına usuli kazanılmış hak doğduğu gözetilerek, yukarıda (a) bendinde bahsi geçen (5) adet faturanın içerik, miktar, tutar ve tarih olarak yapılan işe uygun olup olmadığını açıklayan,c) Yapının tam prefabrik veya yarı prefabrik olup olmadığına göre asgari işçilik oranının %7 mi % 6 mı alınması gerektiğini açıklayan,ve denetime elverişli rapor alarak sonucuna göre davacının sorumlu olmadığı prim ve gecikme zammı miktarını hüküm altına almaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.