Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11345 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19574 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İŞ) Mahkemesi 2-... Vek. Av. ... 3-... Vek. Av. ... Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı işyerinde 27.07.2000-04.08.2006 tarihleri arasında fiilen toplam 2254 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, davalı işyerinden 2002/3. dönem 30 gün hizmetinin Kuruma bildirildiği, nizalı dönemde 31.07.2000-30.08.2000 tarihleri arasında davalıların murisine ait lokanta işyerinden 40 gün bildirim yapıldığı, bordroların bulunmadığı, tanık dinlenildiği ancak ifadeleri hükme dayanak alınan ve çalışmayı doğrulayan davacı tanıkları, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanları veya işyeri sahipleri olup olmadığı hususlarının tanıkların beyanlarına dayalı olup, bu yönde araştırma yapılmadığı ve hüküm gerekçesinde bilirkişi raporunun hükme esas alındığı ancak bilirkişi davacının sezonluk çalıştığı yönünde görüş bildirmiş ve hesaplama yapmış olmasına rağmen, hükmün mahkeme gerekçesi ile çelişkili olduğu, davacının 06.08.2005 tarihinde ikiz çocuk dünyaya getirdiği ve bu dönemlerde çalışmasının olup olmadığı araştırılmaksızın bu dönemi de kapsar şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; ifadeleri alınan tanıkların hizmet cetvelleri ve şahsi sicil dosyaları alınarak, nizalı dönemde davalı işyerine komşu işyerlerinde çalışmaları olup olmadığı araştırılmalı ve giderek tanıklardan davacının hamilelik öncesi ve sonrasında çalışmasının olup olmadığı ve mahkemece hangi hususlar dikkate alınarak davacının sezonluk mu tam zamanlı çalıştığı hususları da açıklığa kavuşturulduktan sonra, davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...'a ve ...'a iadesine 22.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.