MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı,Karşı davalı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine, Davalı-Karşı Davacı, şirket ise davacının geçirmiş olduğu kaza sonucundaki maluliyeti iş kazasından kaynaklanmadığının ve illiyet bağının olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin davacı, karşı davalının davasının kısmen kabulüne, davalı - Karşı davacı şirketin davasının reddine karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davalı .... vekilinin tüm, davacı ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava 20.07.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 37,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat ve tedavi masrafları istemi ile birleşen dava ile sigortalıdaki görme kaybının teşhis ve tedavideki hatadan kaynaklandığı, görme kaybı ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece olayda kötü tesadüfe yer veren kusur bilirkişi raporunun, hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığına ilişkin Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, kazalının açtığı davada maddi ve manevi tazminat istemleri ile tedavi gideri isteminin kısmen kabulüne, Birleşen davadaki talepler bakımından ise, sigortalı ...'in maluliyetinin 20.07.2006 tarihinde geçirdiği iş kazasından kaynaklanıp davacı şirket arasında illiyet bağının bulunduğunun tespitine, karar verilmiş ve bu karar davacı ve davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemenin ana davada, zarar görenin maddi ve manevi tazminatın belirlenmesi ile birleşen dava bakımından iş kazası ve zarar ile davacı şirket arasında illiyet bulunduğuna ilişkin değerlendirmesi isabetlidir. Ancak davacı yararına yargılama giderlerinin belirlenmesi ile ana davada davacı yararına avukatlık ücretinin tayininde, birleşen davada ise birleşen davanın davalıları bakımından (Davanın reddolunmasına rağmen) ret vekâlet ücreti verilmemek suretiyle hata yapıldığı görülmektedir.Gerçekten uyulmasına karar verilen bozma sonrası yargılamada mahkemece, masrafı davacıdan alınmak suretiyle bir kısım gider yapılmasına ve bozma sonrasında kurulan hükümde davanın kabul ve ret oranları davacı yararına değişmesine rağmen, bozma öncesi karadaki yargılama giderine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden davacı yararına avukatlık ücretinin tayininde hata yapılması ve birleşen dava reddedildiği halde vekille temsil edilen birleşen davanın davalıları yararına ret vekalet ücreti verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3, 7, bentlerinin silinerek,3.Bendin yerine; “3-Davacı-karşı davalı tarafça bozma öncesi ve sonrası yapılan tebligat, yazışma, tanık ücreti, keşif ve bilirkişi ücreti giderleri toplamı olan 2.217,82-TL 'den kabul oranı dikkate alındığında 1.162,82-TL yargılama giderinin davalı-karşı davacı işverenden alınarak davacı -karşı davalı ... ödenmesine,”7.Bendin yerine; “7-Kabul edilen manevi tazminat üzerinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/1 maddesi gereğince hesaplanan 4.920,00-TL avukatlık ücretinin davalı-karşı davacı işverenden alınarak davacı-karşı davalı ... ödenmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,Birleşen davanın reddi nedeniyle 8. Bentten sonra gelmek üzere hüküm fıkrasına 8/a bendi ile “8/a-Birleşen davanın reddi nedeniyle, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalılar yararına 1.500,00-TL avukatlık ücretinin davalı karşı ....’den alınarak birleşen davanın davalısı ... ve ...’ye verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin ilave edilmesine ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının taraflara yükletilmesine, 20.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.