Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11333 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19368 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, ölüm aylığı bağlandığı halde iptal edilerek borç tahakkuk ettiren Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,Dava, davacının emekli sandığı mensubu eşinden ötürü ölüm aylığı alırken, 1989 yılında vefat eden 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babasında dolayı bağlanan aylığı kesen Kurum işleminin iptali ile aylığından yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; 1479 sayılı Yasa uyarınca sigortalı olan davacının babasının 1989 yılında vefat ettiği ve davacının talebi üzerine 01.07.2004 tarihinde aylık bağlandığı, davacının emekli sandığı mensubu olan eşinin ise 1996 yılında vefat ettiği ve eşinden ötürü de ölüm aylığı aldığı, Kurumun 30.01.2014 tarihli yazısı ile; 2013/26 sayılı genelge uyarınca eşten dolayı emekli sandığından dolayı ölüm ayl??ğı aldığı ve babasından ötürü aylık tahsis talebinde bulunduğu 01.07.2004 tarihindeki gelire göre eşinden ötürü aldığı aylığın brüt asgari ücretten fazla olduğundan babasından aldığı aylığın başlangıç tarihi itibari ile kesildiği ve yapılan ödemelerin borç kaydedildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda; davacının babasının ölüm tarihindeki mevzuata göre gelirinin bulunması nedeni ile aylık bağlanması mümkün değilse de, 1479 sayılı Yasa'nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa'nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrası uyarınca “ onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'inden az aylık bağlanamaz” hükmü uyarınca kız çocuklarına aylık bağlanması mümkün hale gelmiştir. 24.07.2003 tarihinde çıkan yasa hükmü önceki düzenlemeye göre lehe olup uygulanmasının gerektiği ortadadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 22.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.