Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11200 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 18972 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: Çorum İş MahkemesiTarih: 12.09.2006No: 1767-1186Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı ürün bedelinden ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.Mahkemece davacının 01.06.1997 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı çalışmaların dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.Birden fazla sigortalılığın çakışması durumunda hangisine öncelik verileceği hususu önem arzetmektedir. Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu,gerek 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu ve gerekse 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına Ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortal??nın aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlilik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin SSK kapsamına girebilmesi için hizmet aktine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir .506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/F bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” K bendinde ise,”herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların “ sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına Ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Yasası’nın 2. maddesine göre de; kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalanları bu kanuna göre sigortalı sayılacağı açıkça belirtilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere,sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlilik tanınmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas,2001/659 Karar ve 03.10.2001 günlü kararı ile, 2005/21-389 Esas,2005/430 Karar ve 29.06.2005 günlü kararlarında önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir. Ayrıca Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalarının 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa’nın 36. ve 10. maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Yapılan incelemede davacının Tarım Kredi Kooperatif kaydının olmadığı, Pancar Ekicileri Kooperatifi kaydının araştırılmadığı, Ziraat Odası kaydının tarihinin belli olmadığı, zirai arazisinin bulunmadığı, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 20.05.1997 tarihinde bankaya yatırıldığı, başka bir kesintisinin olmadığı, 3.4.1994-12.3.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 1.4.2001-30.6.2001 tarihleri arasında SSK isteğe bağlı sigortalısı olduğu, 1997 yılında 360 gün, 1998 yılında 360 gün, 1999 yılında 360 gün, 1.1.2000-23.3.2000 tarihleri arasında da 83 gün zorunlu SSK sigortalısı olduğu görülmektedir.Davacının 1997 yılının başından 1999 yılı sonuna kadar 506 sayılı Yasa kapsamında uzun süreli çalışmasının devam etmesi karşısında anılan sürelerde tekrardan tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna karar verilemez. Çünkü hukukumuzda çifte sigortalılık yoktur. Davacının, uzun süreli ve kesintisiz SSK sigortalı çalışmanın sona erdiği 31.12.1999 tarihinden sonra prim kesintisi veya ödemesi bulunmadığı halde bu tarihten sonrası içinde tespit kararı verilmiş olması yasaya uygun değildir.. Mahkemece, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.