Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1064 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5300 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, 20/04/1982-10/04/1985 tarihleri arası zorunlu... sigortalısı sayılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 20.4.1982-10.4.1985 tarihleri arasında zorunlu veya isteğe bağlı sigortalı olduğunun, 1.4.2010 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde; zorunlu ... sigortalısı olmak için, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine, 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile de; kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların ... sigortalısı olacağı belirtilmiştir.Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; vergi kaydı esas alınarak 11.4.1985 tarihi itibariyle 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılan davacının; vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı olmayan 20.04.1982 – 11.4.1985 tarihleri arasında kalan dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü mümkün değildir.Öte yandan davacı, tecil ve taksitlendirme Kanunundan yararlanmak suretiyle geçmişe yönelik olarak dava konusu döneme ilişkin Kuruma prim ödemesinde bulunmuşsa da; gerek, 3780, gerekse, 4247 sayılı Kanunlar, kazanılmış ve mevcut sigortalılığa ilişkin olarak tahakkuk etmiş prim borçlarının ödenmesine ilişkin olup; Kurumun hatalı işlemi ile bu Kanunlardan yararlanmak suretiyle geriye yönelik olarak primlerin ödenmesinin, sigortalı olmadığı süreler yönünden davacı yararına usulü kazanılmış hak yaratması mümkün değildir.Ayrıca, 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi hükmüne göre, isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olmak için Kuruma yazılı başvurunun, ya da, isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde Kuruma prim ödemesinin varlığı koşul olup, 1992 yılında ilk prim ödemesi bulunan davacının, dava konusu dönemde yazılı talebi veya isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesi olmadığı anlaşıldığından, dava konusu sürenin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesinden de söz edilemez.Hal böyle olunca; davacının, 01.04.2010 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu gözetilerek, yaşlılık aylığından yararlanma koşullarının varlığı; yukarıdaki açıklamalar kapsamında yapılacak değerlendirme sonucuna göre yeniden irdelenmelidir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.