MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 141.969,78 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün, davacılar vekilince süresi dışında, davalılardan ... vekilince duruşmalı, .... vekilince de duruşmasız olarak süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12/05/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ... vekili Avukat ..., .... vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R 1-Davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminde bulunduğu görülmektedir. O halde katılma yoluyla temyiz isteminde bulunabilme koşullarının öncelikle incelenmesi gerekir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433. Maddesinde “Temyiz dilekçesinin hükmü veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ olunacağı, karşı tarafın, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebileceği, cevap verenin, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabileceği” düzenlenmiştir. Somut olayda yerel mahkeme kararının tebliği üzerine, temyiz süresi içerisinde, davacı tarafça temyiz edilmemiş buna karşılık davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Davalılar vekilleri tarafından sunulan temyiz dilekçeleri en son 29.08.2014 tarihinde usulüne uygun biçimde davacılar vekiline tebliğ olunmuş buna karşılık katılma yoluyla temyiz 09.09.2014 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu duruma göre katılma yoluyla temyiz isteminin süresi içiresinde yapılmadığı ortadadır. O halde, 01.06.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da göz önünde tutularak, davacılar vekilinin, katılma yoluyla temyiz dilekçesinin, süre aşımı yönünden reddine, 2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 3-Dava 08.10.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle davalılardan tahsiline karar karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz edenin sıfatı ile temyizin kapsamına göre, Yerel Mahkemenin maddi tazminatın belirlenmesi ve Naime Balık dışındaki davacılar yararına manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Davacı Naime Balık’a gelince; anılan davacının ölmüş bulunduğu ancak nüfusa bildirilmediği davalı tarafça ileri sürülmesine göre anılan davacının talep tarihinde sağ olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre manevi tazminat istemi hakkında bir karar verilmek gerekirken, bu yönde araştırma yapılmaması isabetli değildir. Dava; tek bir başvurma harcı ile açılmıştır. Hal böyle olunca hüküm altına alınan maddi tazminatların toplamı ile manevi tazminatların toplamı üzerinden davacılar yararına tek bir avukatlık ücretinin takdiri gerekirken, Avukatlık Asgari ücret Tarifesinin 3-8. maddelerine aykırı biçimde, davacılardan her biri yararına hüküm altına alınan tazminat miktarları üzerinden ayrı avukatlık ücreti takdiri usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan 2547 sayılı Yasa’nın 56. Maddesine göre davalı üniversitenin harçtan muaf olduğu göz ardı edilerek, harca mahkûm edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'a iadesine, 12/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.