Davacı, oda kaydındaki usulsüzlük gerekçesiyle iptal edilen sigortalılık süresinin tespitiyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti mümkün olmadığı takdirde ödediği primlerin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının oda kaydındaki usulsüzlük gerekçesi iptal edilen sigortalılık süresinin tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti mümkün olmadığı takdirde ödediği primlerin fazi ile tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın Kurum yönünden hükümde yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmiştir.Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK 297, 298. (Eski 1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddelerinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.Somut olayda, davacının gerekçede 22/03/1985-15/08/2005 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği halde hükümde 22/03/1995-15/08/2005 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği gerekçenin dosya içeriğine ve hüküm fıkrasına aykırı olduğu, gerekçe ile dosya ve hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.Kabule göre de, davacının oda kaydı nedeniyle iptal edilmeden önceki Kurumca kabul edilen sigortalılık süresi sorularak, bu döneme ait primlerin ne zaman ödendiğini belirleyerek, 6552 Sayılı Yasanın 58. Maddesiyle 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 54/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi yapılarak, Kurumdan bu dönemde ödediği primlerin karşıladığı süreyi sorarak karar verilmesi gerekirken söz konusu araştırma yapılmadan karar verilmesi hatalıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.