Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1049 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8951 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava nitelikçe; 3. Derecede (40 oranında) sakatlığının bulunduğu ve vergi indiriminden yaralandığından bahisle 506 sayılı Yasanın 60/C-b-2 maddesi gereğince davacıya bağlanan yaşlılık aylığının, sakatlık oranının % 20 ye düştüğü ve artık vergi indiriminden yararlanamayacağından bahisle 15.10.2007 tarihi itibarıyla durduran Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığının durdurulduğu tarihten itibaren yeniden ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının %68 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğine ilişkin Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı kurum vekilince temyiz edilmiştir. Davacının 31.10.2006 tahsis talep tarihinde 15 yıldan fazla sigortalılığının ve 3600 günü aşkın prim ödemesinin bulunduğu ve gelir vergisi kanunun 31. Maddesi kapsamında 3. Derecede sakatlık için öngörülen indirimden yararlandığı giderek 506 sayılı Yasanın 60/C-b-2 ve geçici 87/a maddesindeki koşullara sahip bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 30.10.2007 tarihinde Kurumun yaptırdığı kontrol sonucu belirlenen % 20 oranındaki sakatlık oranına ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 193 sayılı gelir vergisi kanunun 31/1. Maddesinde;Çalışma gücünün asgari % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılarak aynı maddenin 2. Fıkrasındaki oranlarda indirime gidileceği, 31/son maddesinde ise Sakatlık derecelerinin tespit şekli ile uygulamaya ilişkin esas ve usuller Maliye, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarınca bu konuda müştereken hazırlanacak bir yönetmelik ile belirleneceği düzenlenmiştir. Yasanın verdiği yetkiye dayanılarak Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hazırlanmış ve 16.07.2007 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Davacının özürlülük oranının Kütahya Devlet Hastahanesinin 30.10.2007 tarihli raporunda % 25, aynı hastanenin 26.02.2008 tarihli raporunda % 20 olduğu, bu raporlara dayanılarak yapılan inceleme sonunda Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından % 20 oranında meslekte kazanma güç kaybının bulunduğunun karara bağlandığı, bu oranın gelir vergisi kanununun 31/2 maddesindeki sakatlık indirimi için öngörülen asgari oran olan % 40’ın altında kalması nedeniyle davacıya bağlanan aylığın durdurulduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 193 Sayılı yasanın öngördüğü sakatlık indiriminden yararlanabilmek için bu yasada belirtildiği üzere Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması suretiyle sakatlık oranının belirlenmesi gerekir.... tarafından iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle gelir bağlanmasında ve maluliyet aylığı bağlanmasında ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri uygulanmaktadır. Her iki mevzuatın meslekte güç kayıp oranının belirlenmesinde kullandığı ölçütler farklıdır. Davacıya sakatlık indiriminden yararlandığından bahisle aylık bağlanmış olup, 506 Sayılı Yasanın geçici 87/a maddesi delaletiyle 60/C-b-2 maddesinin getirdiği haktan yararlanmanın önkoşulu sakatlık nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaktır. Vergi indiriminden yararlanılacak sakatlık oranın ise 193 sayılı yasanın öngördüğü yöntemle belirlenmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğünde belirtilen yöntemlere göre belirlediği % 68 oranındaki iş göremezliğe değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Yapılacak iş, öncelikle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin 10. Maddesindeki prosedür uygulanarak davacının özürlülük oranını belirlemek, itiraz halinde Adli Tıp Kurumundan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması suretiyle davacının meslekte kazanma güç kayıp oranının ne olacağına ilişkin rapor alınmak, bu rapor ile Devlet Hastanesi ile Hakem Hastanesi raporları arasında çelişki olursa Adli Tıp Genel Kurulundan çelişkiyi giderici rapor almak ve sonucuna göre bir karar verilmekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 24/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.