MAHKEMESİ : Adana 1. İş MahkemesiTARİHİ : 05/09/2013NUMARASI : 2011/391-2013/483Davacı, Kuruma borçlu olmadığının tespitine, kesilen aylıklarının yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 12/08/2009 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, 1984 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 01/10/2010 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacının ve boşandığı eşinin kimlik paylaşım sisteminde yer alan yerleşim yerlerinin aynı olduğu tespit edilmiş, sözkonusu yerleşim yeri itibari ile H.Mah. . Sok. No:5/10 Çukurova/Adana adresinde yapılan araştırmada; apartman yöneticisi G.A.'ın eşi S.. A..'ın alınan beyanında; davacı ve eşinin apartmanın 4. katında 6 aydan bu yana kiracı olarak Oturduklarını, birlikte yaşadıklarını, davacının işitme sorunu olduğunu, apartman toplantılarına davacının eşinin katıldığını bildirdiği görülmüş; davacının yapılan araştırmadan sonra yerleşim yerini H. Mah. .Sok. No:7/1/12 Çukurova/Adana adresine naklettiği belirlenmiş, davacı alınan beyanıda eski eşi ile ayrı yaşadığını, eski eşinin . Çukurova/Adana adresinde oturduğunu, ancak iki yıldır Topraklı köyünde kaldığını bildirmiş; Apartman yöneticisinden alınan aidat listesi ve aidat makbuzlarında davacının eski eşinin adının yer aldığı tespit edilmiş olup, apartman yöneticisi G. A.'ın alınan beyanında, aidatı davacının eşinden aldığını, davacının belirtilen adreste çocukları ile birlikte kaldığını, boşandıklarından haberinin olmadığını, aidat toplamaya gittiğinde evde eski eşi hiç görmediğini beyan ettiği görülmüştür. Adres hareketleri incelendiğinde davacı ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra takriben 7 ay kadar -04/03/2010 tarihine kadar - aynı adreste kayıtlı olup, davacının kontrol memuru tarafından yapılan araştırma sonrası adresini değiştirdiği tespit edilmiş, mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının, davacının çocukları ile birlikte yaşadığını, eski eşin bu adreste yaşamadığını, ara sıra çocukları görmeye geldiğini beyan ettikleri görülmüş; tanıklar S. ve G.ın ise önceki beyanlarını haklı nedene dayanmaksızın değiştirdikleri anlaşılmış, tanık Semiha'nın davacının çocukları ile yaşadığını, eski eşini bir kez aşağıdan zile basarken gördüğünü; tanık Günay'ın ise eski eşi apartmanda hiç görmediğini, aidat makbuzlarına davacının talebi ile eski eşinin adına düzenlediklerini, davacının eşinden boşandığını kendilerine söylemediğini bildirmişlerdir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, kontrol memuru tarafından düzenlenen raporda, çevre araştırmasında davacı ve eşinin boşandığından kimsenin haberdar olmaması, çocukları ile birlikte kiracı olarak aynı dairede yaşadıklarının bildirilmesi; apartman yöneticisinin eşi olan tanık S.. A..'ın açıkça davacının eşi ile yaşadığını, apartman toplantılarına davacının eşinin iştirak ettiğini bildirmesi, adres hareketlerine göre davacının kontrol memuru araştırmasının akabinde boşanma sonrası takriben 7 aydır eski eşi ile birlikte kayıtlı oldukları yerleşim yerini, başka adrese nakletmesi, aidat listesi ve makbuzlarında davacının eski eşinin isminin yer alması, Apartman yönetici G.A.'ın aidatları davacının eski eşinden aldığını beyan etmesi ile tanıklar S. ve G.ın mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın değiştirdiği beyanların hükme esas alınamayacağı hususu birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.