Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10428 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10272 - Esas Yıl 2009





Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın Ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 12.802,95 TL maddi ve 4000,00 TL manevi tazminatın davalından tahsiline karar verilmiştir. Dosyadaki 18.09.1998 tarihli "ibraname" başlıklı belgeden dava konusu iş kazası nedeniyle davacının 755,00 TL "nakdi yardım ve tazminat" alarak işvereni ibra ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 12.05.2008 tarihli hesap raporunda davacının ibraname ile aldığını beyan ettiği tazminat alacağının içerisinde manevi tazminatında bulunduğunun ve yapılan bu ödemenin 1/2'nİn maddi, 1/2'nin manevi tazminat karşılığı olduğunun kabulüyle maddi zarar hesabının yapıldığı, hesap raporu davacı vekiline tebliğ edildiği halde davacı tarafça bilirkişi raporuna bu yönde bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı noktasında toplanmaktadır. Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir hal olduğundan üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi, yeniden dava konusu yapılarak miktarının artırılması olanağı bulunmamakta olup manevî zararın bir defa da istenilmesi gerekir. Somut olayda gerek yapılan ödemenin 1/2'nin manevi zarara karşılık yapıldığının kabulüyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya davacı tarafça yapılan ödenmenin manevi zarara ilişkin olmadığı şeklinde bir itirazda bulunulmaması gerekse mahkemece bu şekilde hesaplama yapan bilirkişinin rapo-runun hükme esas alınmak suretiyle yapılan ödemenin 1/2'nin manevi zarara karşılık yapıldığının mahkemenin kabulü içinde olması karşısında davacı manevi zararını ibraname ile yapılan ödeme ile aldığından mahkemece manevi tazminat isteminin reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar vermesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.