Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10302 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22404 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacılar ile davalı vekillerince temyiz edilmesi, davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A RDava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı ...'in maddi tazminat isteminin reddine, davacı eş ve davacı ...'nin maddi tazminat istemlerinin kabulüne, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından yargılamaya konu iş kazasının meydana gelişinde murisin %30, davalının ise %70 oranında kusurlu oldukları, mahkemece alınan üç adet hesap raporundan ilkinde murisin ücretinin aylık 1.500,00 TL olduğu kabul edilerek hesap yapıldığı ve bu rapora davalı tarafça itiraz edilmediği, maddi tazminat hesabı yapılırken, bakiye ömrün tespitinde .... yaşam tablosu yerine; yerleşik içtihatlara aykırı olacak şekilde ... adlı başka bir tablo kullanıldığı, hesap raporunda belirlenen maddi tazminattan davacı eş ile davacı ...'ye Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin tamamının düşülerek sonuca gidildiği görülmektedir. Varılan bu sonuç yerinde değildir.İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.Dolayısıyla somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları kazanın oluş şekline uygun olmayıp işverene atfedilen kusur oranı fazladır. Bu nedenle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak olayın oluş şekline uygun rapor alınmak, sonucuna göre karar vermek gerekirken olayın oluş şekline uygun olmayan kusur raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de, davalı tarafın itiraz etmediği ilk hesap raporuna esas teşkil eden ücrete itibar edilmemesi, ... yaşam tablosu yerine; yerleşik içtihatlara aykırı olacak şekilde ... adlı başka bir tabloya itibar edilmesi, davacı eş ve davacı ...'ye Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısmı yerine ilk peşin değerin tamamının hesaplanan maddi zararlardan tenzil edilmesi hatalı olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 07/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.