MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ve davalılardan ...... vekilleri tarafından temyiz edilmesi, davacı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalı ....'nin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından dairemizce bozulmasına karar verilen 05/04/2012 tarihli hükümde davacı yararına 15.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, bu bahsedilen hükmü temyiz eden davalıların hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu yönünde bir temyizleri olmadığı, buna karşılık yerel mahkemenin 26/11/2014 tarihli son kararında davacı yararına 3.500,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdiği anlaşılmaktadır.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Bu açıklamalardan olarak somut olayda, davalılar her ne kadar 05/04/2012 tarihli hükme karşı temyiz kanun yoluna başvurmuş iseler de, temyiz nedenleri arasında davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu yönünde bir temyizleri olmadığı, bu haliyle davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, usuli kazanılmış hak gereğince davacı lehine artık 15.000,00 TL'den daha az manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözden kaçırılarak 3.500,00 TL manevi tazminata karar verilmesi doğru değildir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden Çimsa Çimento Sanayi Ve Tic A.Ş.'ne yükletilmesine, 07/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.