MAHKEMESİ: Sultandağı Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/11/2007NUMARASI: 2007/11-2007/83Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 33.285,00 maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan B. Et Gıda A.Ş. ile H. Turizm Ltd. Şti. vekillerince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.07.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi ve aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Davacılar vekili Av. H.A.K. 05.03.2008 havale tarihli dilekçesi ile davalılardan B. Et ve Gıda Mad. Tic San. AŞ hakkındaki davadan feragat ettiğini bildirdiğinden 11.4.1940 günlü ve 70 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, hükümden sonra ortaya çıkan ve esas hükmün temyiz yoluyla incelenmesine engel olan bu durum karşısında mahkemenin ihtiyari dava arkadaşı davalılardan B. Et ve Gıda Mad. Tic San. AŞ’ne yönelik davadan feragat edilmesi nedeniyle bir karar verilmesi için davalı B. Et ve Gıda Mad. Tic San. AŞ’ne yönelik hükmün bozulmasına,2- Davalı H. Seyahat Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’nin temyizine gelince; Hükmün, tefhiminin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 489ncu maddesinin yollamada bulunduğu aynı Kanunun 388. maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığından temyizin süresinde yapıldığının kabulü ile dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı H. Seyahat Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,3-Dava 02.01.2002 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar maddi tazminata ilişkin taleplerini bildirirken tazminat istemlerinin toplamını bildirmiş ve mahkemede davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece HUMK 75/3 maddesi gereğince davacıların her biri için istenen maddi tazminat miktarının açıklatılmak suretiyle her davacının talep ettiği maddi tazminatın belirlenmesinden sonra sonuca gidilmemesi hatalıdır. Öte yandan hüküm fıkrasında davacılar yararına hükmolunan maddi tazminatın toplamının karar altına alındığı ihtiyari dava arkadaşı davacılardan her biri bakımından hak ve yükümlülüklerin tereddüt yaratmayacak biçimde belirlenmediği görülmektedir. HUMK 389.Maddesi gereğince mahkemece verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır. Hal böyle olunca da davacıların her biri için istenen maddi tazminat miktarı açıklatılmadan infazda tereddüt yaratacak biçimde toplam olarak maddi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.4- Dava 08.06.2002 tarihinde trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, davalılardan H. Seyahat Turizm San. Tic. Ltd. Şti’de şoför olarak çalıştığı, olay günü işverene ait .. plakalı otobüsle Konya’dan Afyonkarahisar yönünde seyir halinde iken karşı yönden gelen ve diğer davalı B. Et ve Gıda Mad. Tic San. AŞ.’ne ait olup dava dışı A.S. ’ın sevk ve idarisindeki ..plakalı kamyonun şerit ihlali yaparak davacılara murisinin kullandığı araca çarpması ile meydana gelen trafik kazasında öldüğü dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Mahkemece; davalı B. Et ve Gıda Mad. Tic San. AŞ.’ne ait aracı kullanan dava dışı A.S.’ın tam kusurlu olduğuna, davacılar murisinin kusursuz olduğuna ilişkin, ceza yargılamasındaki değerlendirme ve dayanağı olan kusur raporları esas alınarak davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş ve verilen bu karar davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine (Davasına) etkisi, hukukumuzda Borçlar Kanununun 53.maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hakimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas hukuku bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır.Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımı, aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının da, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi, özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.Borçlar Kanununun 53.maddesinde, “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hakimini takyit etmez.” Hükmü öngörülmüştür.Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77. ve işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Hal böyle olunca da hukuk yargılamasında İş Kanununun 77.maddesi ile işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğü hükümleri göz önünde tutularak tarafların kusur durumlarının belirlenmesi gerekirken, ceza yargılaması sırasındaki kusur dağılımının karara esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Kabul ve uygulamaya göre de trafik kazasının 3.kişinin tam kusurlu hareketi sonucu meydana geldiği kabul edildiği halde, illiyetin kesildiği dikkate alınmaksızın işveren ve işleten olarak davalı H. Seyahat Turizm San. Tic. Ltd. Şti’nin sorumluluğuna gidilmesi isabetsiz olmuştur. 5- Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının tazminatının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan, hakim bu hususu re'sen nazara almakla yükümlüdür. Oysa mahkemece 10.11.2004 tarihli hesap raporundaki davacıların tazminatları toplamından sigorta şirketlerince trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle yapılan ödemeler indirilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Yapılacak iş hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak yeniden hak sahiplerinin tazminatını belirlemek ve belirlenen bu zarardan hak sahiplerine bağlanan gelirin 4447 sayılı yasanın ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bildirilen peşin sermaye değeri ile şimdiki gibi trafik sigorta şirketlerinin hak sahiplerine yaptıkları ödemeler indirilmek ve sonucuna karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yeniden hesap yapılmadan ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre hesaplanan peşin sermaye değeri getirtilerek tazminattan indirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Öte yandan manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verildiği halde, reddolunan bölüm için tarife hükümleri dikkate alınarak avukat ile temsil edilen davalılar yararına avukatlık ücreti verilmemesi isabetsiz olduğu gibi yargılama harç ve giderleriyle ilgili olarak da hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı H. Seyahat Turizm San. Tic. Ltd. Şti’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara yükletilmesine, 01.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.