Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10131 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 10432 - Esas Yıl 2003





Mahalli mahkemesinden verilen kararın temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık, takip hukukuna dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir. Davacılar borçlu ile kendilerinin ortak miras bırakanının mirasçıları olduğunu 574 ve 583 parsellerin mirasçıdan intikal ettiğini, ancak haczin yapıldığı 583 parselin müstakilen kendilerinin zilyedliğinde bulunduğunun 3. kişilerin kendileri adına burada ekim, dikim yaptıklarını, borçlunun borcu dolayısıyla yapılan ürün haczinin kaldırılmasını istemişlerdir. Merciice, borçlunun dava konusu 583 parselde 1/2 oranında tapu maliki olmasına rağmen zilyedliğin davacı 3. kişilerde olduğu, borçlunun sadece ecrimisil alacağının söz konusu olabileceği nedeniyle davanın kabulüne karar verilmişse de dosyadaki maddi ve hukuki olgulara uygun düşmeyen gerekçe ile varılan sonuç doğru bulunmamıştır. Gerçektende gerek davacı tanığı anlatımlarından, gerekse davalı tanığı anlatımlarından 574 ve 583 parselin, rızai taksiminin yapıldığı, ancak bunun tapuda gerçekleştirilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, tanık anlatımları hangi parselin fiilen kim tarafından kullanıldığı yolunda açık ve net olmadığı gibi çelişkilidir. Yeminle dinlenen davacı tanıklarından Halil 23.1.2003 tarihli celsede haczin yapıldığı tarlayı 2000 yılından bu yana davacılar adına ektiklerini belirtirken aynı tanığın 18.6.2002 tarihli Şanlıurfa Birinci Noterliğinin 0754 yevmiye sayılı ile verdiği ibranamede haczin yapıldığı 583 parselin borçlu islim adına ektiği ve 2001-2002 yılları ürün bedelini aldığını belirtmektedir. Yine bila tarihli harita mühendisi Ömer'in raporundan 574 nolu parselin davacılar murisi Hüsne'ye, dava konusu 583 parselin ise borçluya bırakıldığı rızai taksimin bu şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır. Merciice bu durumda yapılacak iş, taraf tanıkları haciz mahallinde hazır bulundurularak harita mühendisi Ömer'in rapor dayanağı tüm belgeleri de taraflardan celbedilerek tanık anlatımları arasında çelişki giderilmek suretiyle haczin yapıldığı 583 parselin fiilen kim tarafından kullanıldığı açık ve net bir biçimde belirlenip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.