Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10125 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1984 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Acıpayam Asliye Hukuk İş MahkemesiTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2010/515-2013/481Davacı, murisinin iş kazasından doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi davacı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı M.. A..'nin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, iş kazası sonucu vefat eden eşi nedeniyle, kısmi davada maddi tazminatın kesinleştiğinden bahisle ek dava ile bakiye maddi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, kısmi davada belirlenen gerçek zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin Ocak 2014 ödeme dönemine kadar geçerli peşin değeri düşülerek, maddi zararının sigorta tahsisleri peşin sermaye değeri ile karşılandığından bahisle maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Mahkemece maddi tazminata hükmedilirken, Dairemizin önceki uygulamaları doğrultusunda sigorta tahsisleri tüm peşin sermaye değeri indirilmek suretiyle istemin kısmen reddine karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç hatalı olmuştur.Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir. Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”.Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır. Hal böyle olunca da 01.07.2012 tarihinden sonra yargılaması süren tüm davalarda yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, inceleme ve araştırma yapılması, ancak kesinleşen olguların ve usuli kazanılmış hakların göz önünde tutulması gerekir. Somut olayda kısmi davada kesinleşen hesap raporundaki maddi zarar turarından Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değeri düşülerek ek davadaki maddi tazminat isteminin belirlenmesi gerekirken, Ocak 2014 ödeme dönemine kadar geçerli tüm peşin sermaye değeri düşürülerek maddi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.