MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu bedensel bütünlüğü zedelenen davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine (Her ne kadar Trafik ve işgüvenliği uzmanı bilirkişinin içerisinde bulunduğu heyet raporunda davalı işverene %10 kusur izafe edilmiş ise de; kaza tespit tutanağı ve dosya içeriğine göre; kazalı sürücünün (B) sınıfı ehliyetinin bulunduğu, aracın herhangi bir teknik arızasının bulunmadığı, periyodik bakımlarının düzenli yapıldığı olayda kazalının iş sağlığı ve güvenliği hususlarında eğitilip, bilgi sahibi edildiğini gösterir eğitime katılım belgesi mevcut olmadığı, kazalının eğitilmiş biri olması halinde daha dikkatli olacağı ve söz konusu kazanın meydana gelmeyeceği gerekçesiyle kazanın oluşumunda davalı işverene % 10 oranında kusur atfedildiği, kazalının % 90 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de alınan kusur raporunun oluşa uygun olmadığı anlaşılmış; kaza tesbit tutanağı ve ekindeki krokiden de anlaşılacağı üzere kazalının yağışlı ve aşırı rüzgarlı havada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi karşı şeride geçerek diğer araca çarptığı, emniyet kemeri takmadığı için camdan fırladığı; kazanın bu şekilde meydana geldiğinin açık olmasına, (b) sınıfı ehliyeti olan davacı işçiye, işverence ayrıca hangi konuda eğitim verilmesi gerektiği açıklanmaksızın varsayımdan hareketle işverene %10 oranında kusur izafe edilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca, kusur heyet raporunun bu yönüyle, İş Kanununun 77. maddesinin öngördüğü koşullarına uygun düşmediği açıktır. Kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması sorumluluk için yeterli olmayıp eylemle zarar arasındaki uygun nedensellik bağının mücbir sebep veya işçinin ya da 3. kişinin ağır kusuru ile kesilmemiş olması zorunludur. tüm dosya kapsamı, ilk bilirkişi raporunun denetime elverişli değerlendirmeleri ve oluştan da anlaşılacağı üzere eylemle zarar arasındaki uygun nedensellik bağının işçinin ağır kusuru ile kesilmiş olduğu anlaşılmakla davacılıya kusur izafe edilemeyeceği gerekçesi ile) karar verilmiştir. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.Olayla ilgili olarak, yargılama sırasında düzenlenen 08.11.2014 tarihli raporda zararlandırıcı olayda kazalının % 100 oranında kusurlu olduğu, bu rapora davacı tarafından yapılan itiraz üzerine aldırılan 30.01.2015 tarihli raporda ise davacının % 90, davalı işverenin ise % 10 oranında kusurlu bulundukları belirtilerek kusur dağılımına gidilmiştir. Bu duruma göre kusurun aidiyeti ve dağılımı açısından aynı olay nedeniyle farklı değerlendirmelerinin bulunduğu ortadadır.6100 sayılı HMK'nın bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller başlıklı 266. maddesinde Mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlenmiştir. Şüphesiz meydana gelen bir olayın iş kazası olup olmadığı, iş kazası ise olayın meydana gelmesinde etkili olan kişilerin hangi oranda sorumlu olması gerektiği sorununun çözülmesi hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir haldir. Mahkemece aldırılan 2. bilirkişi raporunda davalı işverene kusur yüklendiği, bu rapor ilk rapor ile çelişkili olduğu, ilk rapor yeterli görülmeyerek ikincisi aldırıldığı halde raporlar arsında çelişki giderilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve Yasa'ya aykırı olmuştur.Yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.