Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1008 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 500 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Edirne İş MahkemesiTarih : 29.12.2005No : 159-352Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 18.06.1992-26.02.2001 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozma uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili ve davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı SSK’nun tüm davacının, aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, davalıya ait işyerinde 18.06.1992-26.02.2001 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karşın,çalışmaların bir kesimi yönünden bozmaya yanlış anlam verilmiş ve bozma gerekleri tamamen yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.Davacının, davalı işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tesbitine yönelik istemi 1998 yılı 3. dönemi öncesi yönünden hakdüşürücü sürenin geçmiş olduğundan reddedilmiştir. Uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıklandığı gibi; Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemiyeceği açık- seçiktir. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 01.09.1992 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 01.09.1992 işe giriş ve 02.01.1993 işten çıkış tarihleri arasındaki dönem yönünden 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemiyeceği ortadadır. Öte yandan davacının yeniden işe giriş bildirgesinin verildiği 14.03.1997 tarihinden itibaren yeniden işe girdiği tarihe kadar çıkışı verilmediğinden , 14.03.1997 tarihinden itibaren mahkemece tesbitine karar verilen tarihe kadar devam eden çalışmalar yönünden de hakdüşürücü süreden söz edilemez.Yapılacak iş ; Yukarıda açıklanan dönemler yönünden, dosya içerisindeki davacıya ait ücret bordrolarındaki ve puantajlardaki imzalar, ile işyerinden tüm ücret bordroları ve puantajlar getirtilerek bu belgelerdeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığını uzman bilirkişi raporu ile saptanarak imzasını içeren bordrolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden de işverenin SSK’ya verdiği dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, gerektiğinde benzer işi yapan işverenlerin kayıtlarına geçmiş kimselerin tespit edilerek bu tanıkların bilgilerine başvurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmazsızın,yukarıda açıklanan süreler yönünden davanın esasına girilmeden davanın hak düşürücü süreye uğradığından bahisle reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 13.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.