Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10063 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 10903 - Esas Yıl 2003
Davacı Bağ-Kur sigortalılık başlangıcının K...... Tekel Tütün Yaprak işletmesine teslim ettiği ürün bedellerinden yapılan kesinti tarihi olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetkisizliğe karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, nitelikçe 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının başlangıcının tesbiti talebinden ibarettir. Davalı Kurum'un yönetimince yetki itirazında bulunduğu ve Aydın'da, davalı Genel Müdürlüğün şubesinin olduğu, Kurum avukatlarının Genel Müdürlüğü temsilen şubenin bulunduğu yerde davaya girdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, hükmi şahsın şubesinin bulunduğu yerde dava açılabilmesi için, uyuşmazlığın dava açılan şubenin işleminden kaynaklanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 5521 sayılı Yasanın yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesidir. Anılan maddede, Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde, o şubenin işleminden dolayı, o şubenin bulunduğu yerde dahi davanın ikame edilebileceği hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen şube işleminden amaç Genel Müdürlük adına işlem yapmaktır. Başka bir anlatımla, "işlemin doğrudan şube işleminden kaynaklanması zorunlu olmayıp genel müdürlük adına işlem yapmak üzere dava ikame edilen yerde şubenin bulunması yeterlidir. Zira, Anayasanın 141/son maddesi gereğince Hakim en az giderle ve en kısa sürede davayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Esasen, şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, Genel Müdürlüğü temsilen Kurum avukatlarının katıldığı da söz götürmez. Hal böyle olunca, davanın yetkili mahkemede açıldığı kabul edilerek, davanın görülmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir. O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.