Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10030 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3359 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi: Ankara 13.İş MahkemesiTarih: 14.12.2006No: 1026-877Davacı, murisinin, Bağ-Kur hizmet sürelerinin iptaline, prim borcu olmadığının tesbitine, 24.02.2003 ölüm tarihini izleyen tarihten itibaren SSK. tarafından ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurumlar vekilerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine; 2-Dava, davacı murisi D.T.ın 01.05.1996 tarihinden itibaren Tarım Bağ-kur sigortalılığının iptali ile prim borcu bulunmadığının tesbitine, davacıya ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.03.2003 tarihinden itibaren SSK’dan ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.Mahkemece istem aynen kabul edilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacı murisinin muhtar beyanı olmadan resen tescil yapıldığı ortadadır. Davacı bu tescilin geçersiz olduğunu iddia etmiş ,mahkemece tapu kaydı bulunmadığı ve tanık beyanlarına göre murisin tarımsal faaliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davayı kabul etmiştir. Hal böyle olunca tarım Bağ-Kur sigortalılığının oluşup oluşmadığının tesbiti için 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesinde belirtilen kayıtların araştırılması yeterince yapılmamıştır.Yapılacak iş; Ziraat Bankası, Ziraat Odası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, ayrıca köy ve mahalle muhtarlarının bu durumu Kuruma bildirmekle yükümlü oldukları yasacada öngörüldüğünden ilgili muhtarlıktan bilgi almak gerekirse bu tarihlerde görev yapan muhtar ve azaların bilgilerine başvurmak ve tüm deliller birarada değerlendirilerek öncelikle Tarım Bağ-kur kaydının geçerliliği açıklığa kavuştuktan sonra diğer talepler konusunda sonuca gitmektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu salt tanık beyanlarına dayanılarak sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.