Yüksek Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ...'ın, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 6.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymaması halinde cezasının infazına" ilişkin Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/02/2012 tarihli ve 2010/5000 esas, 2012/211 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğunun anlaşılması sebebiyle açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/03/2015 tarihli ve 2010/190 esas, 2012/150 sayılı ek kararının, kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 21/11/2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) Konuyla İlgili Bilgiler:a)Sanık hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/7524 iddianame sayılı, 21/10/2010 tarihli iddianamesi ile TCK'nın 191, 53, 54. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı,b)Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 14/02/2012 tarihli, 2010/5000 esas ve 2012/211 karar sayılı kararı ile sanık hakkında TCK 191/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ile birlikte TCK'nın 191/2. fıkrası uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına hükmedildiği; söz konusu hükmün temyiz edilmeksizin 15/03/2012 tarihinde kesinleştiği;c)Hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması nedeniyle, Edirne Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü'nün 28/10/2013 tarihli yazısı ile infaz dosyasının mahkemesine iade edilmek üzere kapatıldığı; d)Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 06/03/2015 tarihli, 2010/190 esas ve 2012/150 karar sayılı ek kararı ile "Sanık, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığından, TCK'nın 191/5 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının düşmesine" karar verildiği, söz konusu kararın kanun yoluna başvurulmaksızın, 03/04/2015 tarihinde kesinleştiği,Anlaşılmıştır.B) Kanun Yararına Bozma Talebi:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «1- Sanık hakkında verilen 06/03/2015 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun'un 191. maddesinde değişiklik yapıldığı cihetle, sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde,İsabet görülmemiştir.» denilerek, Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 06/03/2015 tarihli ek kararın bozulması istenmiştir.C) Konunun Değerlendirilmesi:1)Hakkında TCK'nın 191/6. maddesi uyarınca "adli para cezası ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" karar verildiği anlaşılan hükümlünün; denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması nedeni ile hüküm tarihinde yürürlükte olan TCK'nın 191. maddesinin 7. fıkrası gereğince, mahkûm olduğu cezaların infaz edilmiş sayılması yerine, davanın düşürülmesine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.2)6545 sayılı Kanun'la TCK'nın 191. maddesinde yapılan düzenlemenin, Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 14/02/2012 tarihli, 2010/5000 esas ve 2012/211 karar sayılı "sanık hakkında 6.000 TL adli para cezası ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin" 15/03/2012 tarihinde kesinleşen hükmünden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğü girdiği dikkate alındığında; 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191. maddesi ile aynı Kanun'la 5320 sayılı Kanun'a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması mümkün olup; hükümlü hakkında, "1" nolu bozma nedeni uyarınca, TCK'nın 191/7. fıkrası uyarınca mahkum olduğu cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilmeden önce; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, hükümlünün bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin araştırılması, tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediğinin anlaşılması halinde, kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ; aksi halde 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki TCK'nın 191/7. maddesi uyarınca "cezanın infaz edilmiş sayılmasına" karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi benimsenmiştir.D) Karar :Yukarıda açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 06/03/2015 tarihinde 2010/190 esas ve 2012/150 karar sayı ile verilen kamu davasının düşürülmesine ilişkin ek kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 09/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.