Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4583 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1448 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 10 - 2008/245144Mahkemesi : İSTANBUL 14. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli)Tarihi ve Numarası : 16/05/2008 - 2007/63 esas ve 2008/116 kararSuçlar : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma 2-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmaDosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A)Sanık F.. Ş.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;1-Sanığın 18.05.2006 tarihinde sanık A.. M..'nın talimatı ile naklettiği iddia ve kabul edilen uyuşturucu maddenin ele geçirilememiş olması nedeniyle uyuşturucu ticareti suçundan sorumlu tutulamayacağı ve 24.08.2006 tarihinde yakalanması sırasında evinde yapılan aramada ele geçirilen 2,0 gram esrar maddenin kullanma sınırları içerisinde kaldığının anlaşılması karşısında, eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağı gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hüküm kurulması, 2-Kabule göre de;a) 5237 sayılı TCK'nın 5 ve 53. maddeleri ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesi hükmü gereğince sanık hakkında 2918 sayılı Kanun'un 119. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmaması,b) ....Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nce suça konu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA,2)Sanık A.. M.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610 - 2014/512, 2013/841 - 2014/513 ve 2014/166 - 514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz. Oluş ve dosya içeriğine göre, uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair ihbar alınan sanık hakkında başlatılan soruşturma kapsamında sanığa yüklenen 18.05.2006, 03.06.2006 ve 17.07.2006 tarihli eylemlerde ticaret amacıyla nakledildiği iddia ve kabul edilen uyuşturucu maddelerin ele geçirilememiş olması ve mahkumiyete esas alınamayacakları gözetildiğinde;İletişimin tespiti tutanaklarından hareketle 23.08.2006 tarihinde sanık adına uyuşturucu madde naklettiği tespit edilen sanık K.. B..'un üzerinde, CMK'nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" veya “yazılı adli arama emri” alınmadan yapılan aramada, uyuşturucu maddeyi nakleden sanık K.. B..'tan 504,465 gram esrar olarak tabir edilen uyuşturucu maddenin ele geçirildiği anlaşılmış ise de; sanık K.. B..'un üzerinde yapılan hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddenin, “suçun maddi konusu” ve “suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı, ancak;a) 23.08.2006 tarihinde ele geçirilen uyuşturucunun, yakalama ve fiziki takip tutanaklarına göre, bir kısmının sanığın elinde bulunan poşetten ve bir kısmının da üzerinde yapılan aramada ele geçirildiğinin belirtilmesine rağmen, sanığın duruşmada alınan ifadesinde üzerinde ele geçirilen uyuşturucu madde dışındaki esrarı zeytinliğe sakladığını ifade etmesi karşısında, tutanak düzenleyici polislerin dinlenmesi suretiyle, mahkumiyete esas alınan bu uyuşturucunun ne şekilde ele geçirildiğinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiğinin gözetilmemesi,b) Sanık hakkında düzenlenen iddianamede, sanığa yüklenen fiiller içerisinde bulunmayıp, iletişimin tespit tutanakları, 24.05.2006 ve 15.06.2006 tarihli fiziki takip tutanakları içeriklerinden ve sanık T.. K..'un 24.08.2006 tarihinde müdafii huzurunda alınan ifadesinden, sanığın ayrı ayrı tarihlerde satmış olduğu uyuşturucuların 24.05.2006 tarihinde R.T. ve K. E. 15.06.2006 tarihinde sanık L.. Ş..'den ele geçirildiklerinin iddia ve beyan edilmiş olması karşısında, her iki eylemin sanık hakkında düzenlenen 21.09.2006 tarihli iddianameden önce olmaları nedeniyle, söz konusu olaylara ilişkin ne tür işlemler yapıldığı ve bu eylemler nedeniyle sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan davalar açılıp açılmadığının araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayinin gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de;c) 5237 sayılı TCK'nın 5 ve 53. maddeleri ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesi hükmü gereğince sanıklar hakkında 2918 sayılı Kanun'un 119. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmaması,Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA,C)Sanık L.. Ş.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.