Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1434 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16472 - Esas Yıl 2015





Mahkeme : Ağır Ceza MahkemesSuç : Uyuşturucu madde ticareti yapmaHüküm : MahkûmiyetGEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :Temyiz incelemesi;sanık müdafiinin isteği üzerine duruşmalı olarak yapıldı.1-... İli Emniyet Müdürlüğü ... Şube Müdürlüğü Narkotik suçlar Büro Amirliği görevlilerince uyuşturucu madde ticareti yaptığı bilgisi alınan istihbari ve harici çalışmalar neticesinde kimlik bilgisi, kullandığı telefon hattı tespit edilen sanığın torbacılık tabir edilen yöntemle uyuşturucu madde sattığı yönünde bilgiler elde edilmesi üzerine hakkında başka surette delil elde edilememesi nedeniyle, CMK'nın 135. maddesi uyarınca iletişimlerinin dinlenmesine ilişkin kararlar alındığı bu kararlara dayanılarak tedbirin uygulanmasına geçildiği, iletişiminin dinlenilmesinden sanığın uyuşturucu/uyarıcı madde satacağı kişilerle buluşma yapacağı yerler tespit edilerek tertibat alınıp fiziki takipler yapıldığı ikamet adreslerinin tespit edildiği anlaşılmakla; Sanığın; A) 05.07.2015 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan ...'e iki paket halinde 1.62 gram esrar ; b)07.07.2015 tarihinde ...'e iki paket halinde 3.2 gram esrar,c)08.07.2015 tarihinde ... isimli şahsa 1.6 gram esrar sattığı; İletişim tespit, çözüm tutanakları, fiziki takip tutanakları, satın alanlarda ele geçirilen uyuşturucu maddeler, satın alanların beyanları ve teşhis tutanakları ile belirlenmiş, uyuşturucu/uyarıcı maddeleri alan kişiler yönünden TCK'nın 191. maddesi uyarınca işlem yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemelerden sonrada tedbire devam edilmiş 13.07.2015 tarihinde operasyon kararı alınmış sanığın evinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.Sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dava açılmış ve TCK'nın 188/3 ile 43. maddesi uyarınca cezalandırılması istenmiş mahkemece TCK'nın 188/3 ve 43. maddeleri uygulanmak suretiyle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. 5271 sayılı CMK'nın 160. maddesine göre; "(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.(2) Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." Yine 5271 sayılı CMK'nın 161/2. fıkrasına göre; "Adli kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür."Kolluk görevlilerinin asıl işi suç işlenmesini önlemektir. Sanığın suç işlemesine devam etmesine izin verilerek daha fazla ceza almasını sağlamak gibi bir amaçları olamaz.Somut olayda; soruşturma konusu suçun örgütlü olarak işlendiğine ya da uyuşturucu madde ticareti yaptığı iddia edilen sanığın başka suç ortakları bulunduğuna ilişkin bir iddia ve bilgi olmadığı halde sanık hakkında ilk suç tarihi olan 05.07.2015 tarihinde işlem yapılmayarak 07.07.2015 ve 08.07.2015 tarihlerinde de uyuşturucu madde satmasına fırsat verilerek hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin uygulanmasına yol açılmıştır. Sanık hakkındaki soruşturma Hukuk Devleti ilkeleri ve hukuk etiği ile bağdaşmaz. Soruşturma Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine aykırı bir şekilde yürütülmüş, sanığın "Adil Yargılanma Hakkı" ihlal edilmiştir.Sanığın ilk suç tarihindeki eylemi sabit olmuşsa bu fiil nedeniyle cezalandırılması gerekirken, diğer eylemlerinin de sabit olduğu kabul edilerek hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,2- Sanığın atılı suçu kabul etmemesi ve sanıktan kullanmak için uyuşturucu madde satın aldıkları iddia edilen şahısların aşamalarda farklı ifade vermiş olmaları karşısında imzacı tanıkların dinlenmeleri gerektiğinin gözetilmemesi,3- Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, resen de temyiz incelemesine tabi olan hükmün CMK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.