Mahkeme : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Uyuşturucu madde ticareti yapmaHüküm : MahkûmiyetDosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/610-2014/512-2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa'nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK'nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; 26.01.2015 tarihinde ...plakalı araçla uyuşturucu sevkiyatı yapılacağı bilgisinin alınması üzerine, olay tarihinde kolluk kuvvetleri tarafından yapılan yol uygulamasında sanıkların içinde bulunduğu araç durdurularak, CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı'' veya ''yazılı adli arama emri'' alınmadan araç içinde 06.01.2015 tarihinde verilen önleme arama kararına dayanılarak yapılan aramada uyuşturucu maddenin ele geçirildiği daha sonra Cumhuriyet savcısına haber verildiği anlaşılmakla, arama yapılmadan önce usulüne uygun arama kararı ya da yazılı arama emri alınıp alınmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,2-Sanıkların tutuklu kaldıkları günlerin, TCK'nın 63. maddesi uyarınca hükmolunan hapis cezalarından mahsup edilmesine karar verilmemesi,3-Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının Resmi Gazete'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK'nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.