MAHKEMESİ : Milas Kadastro MahkemesiTARİHİ : 06/06/2012NUMARASI : 2010/109-2012/60Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı H.. Ç.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı 05/07/2010 tarihinde açtığı davada Milas İlçesi, K.. K...de 2/B arazileri için kadastro tesbit çalışmaları yapıldığını, K.. K...169, 170, 171, 173, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184 ve 185 adalarda bulunan tüm taşınmazların miras bırakanı kök m... M.. M..'in oğlu Murat ve eşi Teslime'den intikal ettiğini, 1997 yılında yapılan orman sınırlandırılması çalışması sırasında başka bir ilde ikamet ediyor olması sebebiyle hak sahibi olduğunu ileri süremediğini, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi ve bu Kanuna Ek-4. madde ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca bu yerde çalışma yapıldığını, dayandıkları tapu kaydının çok geniş bir alanı kapsaması nedeniyle mahkemece yapılacak keşifte tapu kaydı uygulandığında, dava konusu edilen taşınmazların sınırlarının, ada ve parsel numaralarının açık ve net olarak belirlenebileceğini ileri sürerek bu taşınmazlar üzerinde yapılan tesbitlerin iptali ile taşınmazların müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir. O.. H.. ve S.. K.., davacı H.. Ç..'ya ait hisselerin %74 ve %1'ini satın aldıklarını belirterek, satın aldıkları hisselerin kendi adlarına tescilini talep ederek, diğer müdahiller ise dava konusu taşınmazlardan bir kısmının kullanıcısı olduklarını belirterek davaya katılmışlardır. Mahkemece davacının ve katılanlar O.. H.. ile S.. K..'ın davalarının reddine, diğer müdahil davacıların davalarının kabulüne karar verilmiş, karar davacı H.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1966 yılında Kazıklı Serisi içinde yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1980- 83 yıllarında 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde, 1993 yılında ise 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulamaları yapılmış; bu uygulamalar da kesinleşmiştir. Mahkemece kurulan hüküm, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;Bir kısım katılanların davasının kabulüne karar verilmişse de bu kişilerin hak iddia ettikleri taşınmaz bölümlerinin neresi olduğu hükümde belirtilmemiş, istem doğrultusunda şerh de verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun " hükmün kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2 fıkrasında “ hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. " hükmü yer almaktadır. 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesi de bu hüküm ile paralel bir düzenlemedir. Mahkeme kararı bu emredici hükümlere uygun değildir.Kaldı ki, kadastro mahkemesinin sicil oluşturma zorunluluğu bulunduğu halde, bu zorunluluk da yerine getirilmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/01/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.