MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R3402 sayılı Kadastro Kanununun (5831 sayılı Kanunun 9. maddesi ile eklenen) geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında Babaköy Köyü 257 ada 3 parsel sayılı, 8630,74 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına fındık bahçesi vasfıyla tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın öncesi orman iken, 23.11.1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığını, ancak, taşınmazın tahdit dışında bırakılma tarihi ile kadastro tesbit tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığını ileri sürerek dava açmıştır.Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu parselin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Yagıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.11.2013 tarih 2013/8910 E. - 2013/10310 K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Mahkemece, dava konusu taşınmazda, orman kadastrosunun kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar sürdürülen zilyetlik süresinin 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde belirtilen 20 yılı bulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; yörede 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen ve bir örneği dosyasına getirtilen orijinalinden fotokopisi çıkarılmış kadastro pafta örneğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın, arazi kadastrosu sırasında Devlet Ormanı niteliğiyle tesbit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8 – 964 - 751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 – 183 – 187, 2004/8-15 - 7, 2004/8 – 242 - 292 ve 20. H.D.’nin 2008/20 - 214 - 241 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerler, orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, kesinleşme tarihine kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyecektir. Ancak, bu tarihten sonra sürdürülen zilyetlik ise davacı yararına hak doğurabilecektir. Genel uygulama bu yönde olmakla birlikte, kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında, paftasında orman belirtmesi yapılarak tesbit dışı bırakılan yerlerin, resmî belge ve bilgilerden yararlanmak suretiyle yapılacak araştırma sonucu öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi ve mevcut fiilî durum itibariyle de orman olmadığı ve çevre ziraat arazileri ile de bütünlük arzeden yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, yukarıda belirtilen kuralın uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, bu türden yerlerin 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında imar ve ihya edilmesi ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin tamamlanması ile de kazanılması mümkündür.Somut olayda; keşif sonucu alınan orman bilirkişi raporu ile çekişmeli taşınmazın 1957 yılında yapılan tapulama çalışmalarında orman olarak tesbit harici bırakılan yerlerden olduğu ve kesinleşen orman tahdidine göre taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı belirlenmesine karşın taşınmazın öncesi itibariyle orman olup olmadığı, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarından yararlanmak sureti ile belirlenmediği gibi, taşınmazın orman içi açıklık olup olmadığı da irdelenmemiştir." denilmiştir.Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın reddine, 257 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitteki vasıflarıyla tespit maliki adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Yörede 766 sayılı Kanuna göre yapılıp 1957 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 22.05.1991 yılında ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B çalışması, 2859 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.02.2005 yılında kesinleşen yenileme kadastrosu ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılıp 24/12/2010 tarihinde ilân edilmiş fennî hataların düzeltilmesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun (5831 sayılı Kanunun 9. maddesi ile eklenen) geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları bulunmaktadır.Dosya kapsamına, mahkemece bozma kararına gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.