Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 957 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 3089 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... vekili 26.03.2013 tarihli dilekçe ile müvekkilinin maliki olduğu ... ilçesi ... (...) mahallesinde bulunan ... parsel sayılı 42 m2 yüzölçümlü taşınmazının 38,17 m2 yüzölçümlü kesiminin kıyıda kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak tapusunun iptaline, üzerinde bulunan dükkanın yıkımına karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 20.12.2012 tarihinde kesinleştiğini, tapunun kısmen iptal edilmesi sebebiylede zararının oluştuğunu, geriye kalan 3,83 m2'lik alan sebebiylede değer kaybının meydana geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 200.000.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle Hazineden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine; çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tazminat istenemeyeceğini, istenilen tazminat miktarınında fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu sicili doğru tutulmadığından TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 125.888,10.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi kurul raporuyla dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlenerek zeminin emsal karşılaştırması yöntemiyle üzerindeki yapınında Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları gözetilmek suretiyle gerçek değerleri belirlendiğine göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hükmün 3 rakamlı bendinin ikinci satırında "dava açılırken davacı tarafından yatırılan peşin ve başvuru harçlarının istek halinde iadesine" denildiği halde 6 rakamlı bendinde ise peşin harç ve başvuru harcıda dahil edilerek toplanan yargılama gideri üzerinden kabul ve ret oranına göre 3.843,27.-TL giderin Hazineden alınarak davacıya verilmesine yönünde çelişik hüküm kurulması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 6 rakamlı bendinin birinci cümlesinde yer alan 6.105,85.-TL'nin yerine 2.666,05.-TL, ikinci cümlesinde yer alan 3.843,27.-TL'nin yerine 1.678,11.-TL ibarelerinin ayrıca hükmün altındaki masraf dökümü bölümünde yer alan “Peşin harç: 3.415,50.-TL, Başvuru harcı 24,30.-TL ve "Toplam: 6.105,85.-TL" ibarelerinin çıkarılarak "Toplam: 6.105,85TL" ibaresinin yerine "Toplam: 2.666,05TL" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/02/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.