Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9366 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5592 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Manavgat 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2011/321-2013/643Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği; U. Köyü, S. Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla davanın reddine karar verilmesini ve Medenî Kanunun 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, 01/10/2012 tarihli kadastro bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli 446,14 m² yüzölçümündeki taşınmazın tarla niteliğiyle davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 05.07.1971 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile 3302 sayılı Kanuna göre 12.05.1992 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1967 yılında yapılmış ve sonuçları ilân edilerek kesinleşmiştir.Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, hükme dayanak orman bilirkişi raporunda 1963 tarihli memleket haritası uygulanmasına rağmen bu haritanın düzenlendiği tarihten sonra 1969 yılı çekim tarihli memleket haritası uygulanmış olması nedeniyle yetersiz olduğu gibi yörede yapıldığı anlaşılan 1971 yılında yapılan orman tahdidine ilişkin belgeler getirtilmediğinden denetlenememektedir. Ayrıca, çekişmeli taşınmazın yakınında bulunan .. parsel sayılı taşınmazların ilk oluşumundan itibaren tapu kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdikleri araştırılmamıştır. Bunlardan ayrı, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tescil davalarında husumet, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi ile birlikte taşınmaz köy sınırları içinde ise, köy tüzel kişiliğine, belediye sınırları içinde ise, ilgili belediye başkanlığına yöneltilmelidir. Davanın niteliği gereği Orman Yönetiminin davada davalı sıfatıyla bulunması gerektiği gibi 06.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı "Ondört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmialtı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 1. maddesinde;1- "Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür."2- "Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır."3- "Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır" şeklinde düzenleme yapılmıştır.Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında 1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olacağı belirtilmiştir.Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca da geçici 1. maddenin onüçüncü fıkrasının ilk mahalli idareler genel seçim tarihi olan 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği görülmektedir.Somut olaya gelince; davalı U.Köyünün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen ilgili maddeleri uyarınca mahalle olarak bağlı bulundukları Manavgat İlçesi Belediyesine katıldığı ve tüzel kişiliğinin son bulduğu, başka bir deyişle davada pasif husumet ehliyetinin kalmadığı anlaşılmaktadır.Bu nedenle, mahkemece öncelikle Manavgat Belediyesi ve Orman Yönetimine husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlanmalı; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1971 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ile 1963 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafı ve çekişmeli taşınmaz sınırında bulunan parsellere ilişkin tapu kaydı ve dayanağı belgeler bulunduğu yerden getirtildikten sonra dosya içinde bulunan 1963, 1983 ve 1995 tarihli memleket haritaları ile 1969 ve 1992 tarihli hava fotoğrafları önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulama haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 12/11/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.