Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9331 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9867 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1984 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 18.04.2013 tarihinde dava açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile, fen bilirkişisi raporunda 13230,51 metrekarelik taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yörede yapılan tesis kadastrosundan önce ve sonra orman kadastrosu ve 2-B uygulaması yapılmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir, dava konusu taşınmazın nehir kenarında bulunması nedeni ile nehir taşkın alanında kalıp kalmadığının belirlenmesi zorunlu olduğu halde jeolog bilirkişisinden rapor alınarak bu husus açıklığa kavuşturulmamış, taşınmazın uzun süreden beri kullanılmadığı anlaşılmakla iradi terk olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği de irdelenmemiştir. Bu nedenlerle; mahkemece, bir jeolog bilirkişi, bir fen elemanı yerel bilirkişiler ve tarafların gösterecekleri tanıklar olduğu halde yeniden yapılacak keşifte taşınmazın ne kadar zamandır boş vaziyette olup kullanılmadığı, iradi terk olgusunun bulunup bulunmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle tesbit edilmeli, taşınmazın öncesinde ne şekilde kim tarafından ne kadar zamandan beri kullanıldığı ayrıntılı biçimde açıklattırılmalı, taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, jeolog bilirkişiden taşınmazın nehrin etki alanında olup olmadığı, taşkın tehdidi bulunup bulunmadığı, nehrin son zamanlarda yatak değiştirip değiştirmediği konularında rapor alınmalı, 20 yıl süreyle kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmelidir. Taşınmazda davacı lehine zilyetlik koşulları oluşmuş ve iradi terk söz konusu değil ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak davacı yararına aynı kadastro çalışma alanında sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.