MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 14/07/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18/10/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden asli müdahil ... vekili Av. ... ve davacı ... geldi, diğer taraftan Hazine vekili ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili 03/11/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin alacaklarından üçüncü şahıs ... İç ve Dış Tic. Ltd. Şti hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2007/1710 ve 2007/2098 Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattıklarını, her iki dosyada borçluya gönderilen ödeme emirlerinin tebliğ edilip takibin kesinleşmesini müteakip borçlu adına kayıtlı ... Mahallesi 586 ada 5 parselde kayıtlı gayrimenkulu üzerine haciz talebinde bulunulduğunu, takip dosyalarından ... Tapu Müdürlüğüne yazılan yazılara verilen 22/10/2007 tarih 9158 yevmiye, 02/01/2008 gün ve 24 yevmiye nolu, 13/07/2009 tarihli cevabi yazılarda borçlu şirket adına kayıtlı dört adet bağımsız bölüm olduğu, bunlardan 4, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler üzerinde değişik bankalar lehine tesis edilmiş ipoteklerin mevcut olduğu ancak 3 numaralı bağımsız bölüm üzerine o anda davacı alacaklı lehine istenen haciz işleminden başka herhangi bir takyidatın bulunmadığı bilgisinin verildiğini, gönderilen tapu kayıtlarında da bunlardan önceki tarihleri içerir herhangi bir takyidat görünmediğini, icra müdürlüğünce hacizli gayrimenkuller için 05/10/2009 tarihinde 1.satış, 15/10/2009 tarihinde 2. satış günü verildiğini, ancak 15/10/2009 tarihindeki 2. ihalesi için müracaat ettiklerinden dosyalarının haczinin 1. sırada bulunduğu 3 nolu bağımsız bölümün de ... Bankası A.Ş. tarafından alacağa muhsuben satın alındığını öğrendiklerini, bu hususun tapuya sorulduğunda 04/12/2006 tarih 9710 yevmiye ipoteğin ... veri girişinde sehven veri tabanına girilmediğinden işlenen hacizlerin bilgi yazısındaki tapu kaydında çıkmadığının, bu durum anlaşıldıktan sonra veri tabanına girişinin yapıldığının bildirildiğini, müvekkilinin 15/10/2009 tarihine kadar alacaklarının gayrimenkulle teminat altına alındığının güven ve rahatlığı içinde olduğunu, Tapu Müdürlüğünün yaptığı yanlışlığın müvekkilinin hacizdeki öncelik sırasını kaybetmesinin yanı sıra bu iki yol boyunca takip borçlusu şirketin mal varlıklarını tüketmesi nedeniyle borçlu şirketten alacaklarının tahsilini imkansız kıldığını, bu hususta ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, tapu sicilinin bir parçası haline gelmiş bulunan bilgisayar kayıtlarının doğru tutulmamış olmasının hukuki anlamda yolsuz tescil işlemi olduğunu, bunun sebep olduğu zararlardan Hazinenin sorumlu olacağınnı belirterek, yolsuz tescilden dolayı, yanlış, yanıltıcı veya sahte belge tanzimi suretiyle davacının alacağının tahsilinin imkansızlaşmasına sebep olunmasından dolayı meydana gelen zararın şimlik 10.000,00.-TL'sının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 26/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 10000.-TL'den 749113,69.-TL'ye artırmış ıslah harcını da yatırmıştır.Yapılan yargılama sonucu 08/03/2013 tarih, 2009/389 E. - 2013/105 K. sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin10/06/2014 tarih-2014/8455-16656 E-K sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının borçlu ... İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'den olan alacağı nedeniyle icra takibine başvurduğu, ... Tapu Müdürlüğünce borçluya ait ... Mahallesi, 586 ada, 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 nolu bağımsız bölüm üzerinde hiç bir takyidat bulunmadığı belirtildiğinden davacının alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğünün 2007/1710 sayılı dosyasındaki borç nedeniyle 1.sırada, 2007/2098 sayılı dosyada ise 2. sırada alacaklı olmak üzere söz konusu gayrimenkul üzerine haciz konulduğu, borcun ödenmemesi üzerine bağımsız bölümün satışa çıkarıldığı, satış bedelinin daha önceki tarihe ait ipotek alacaklısı olan ancak tapuya işlenmesi unutulan ... Bankası A.Ş.'ye 1.sırada alacaklı olarak satış bedelinin ödendiği, davacının borçludan olan alacağını alamadığı ve hacze kabil malı bulunmadığından asıl alacak ve ferileriyle birlikte 390.493,89.-TL için 05.07.2012'de borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK'nın 38.maddesi "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ise" tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur" hükmünü içermektedir.Dava konusu olayda, borçluya ait 3 no'lu bağımsız bölüm üzerinde herhangi bir takyidat bulunmadığının bildirilmesi ve sonradan yapılan cebri satış sırasında banka lehine daha önceki tarihte ipotek tesisi bulunduğunun anlaşılması nedeniyle satış bedelinin bankaya ödenmesi sonucu bir zararın oluştuğu muhakkak olup, bu zararın tazmininin ise kusursuz sorumluluk esasına göre Devletten istenebileceği gözetilerek, TMK'nın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup, davacıya Hazineyi davaya dahil etmesi için süre verilmesi ve borçlu şirkete ait taşınmaz başında oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın değeri ve davacının alacak miktarının altında kalıp kalmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir” gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma ilmaına uyularak yapılan yargılama sırasında; ... vekili 14/04/2015 havale tarihli dilekçesi ile dava sonunda davalı Hazinenin müvekkiline rücu davası açma ihtimalinin bukunduğu yargılama sonunda verilecek hükümden etkilenmesi ihtimali sözkonusu olduğu için davaya müdahil olmak istediklerini bildirmiştir.Bozma ilamından sonra davacı tarafından Hazineye husumet yöneltmek sureti ile yeni bir dava açılmış birleşen davada davacı vekilinin verdiği dava dilekçesinde; sahte veya yanlış ve yanıltıcı belge tanzimi suretiyle idarenin kusursuz sorumluluğu esasına göre ... İcra Müdürlüğünün 2007/1710 ve 2007/2098 sayılı dosyalarından dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zararının fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 200.000,00.-TL nın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/389 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece dosyaların birleştirilmesine karar verilmiştir.Birleşen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucu; açılan davanın kabulüne, 749.113,69.-TL tazminat bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00.-TL'ye dava tarihinden itibaren kalan kısmınına ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, birleşen dava 2015/16 Esas sayılı davasının reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili, asli müdahil vekili ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Asli müdahil vekilin temyiz masraflarını yatırmamış olması nedeni ile kendisine eksik temyiz masraflarını yatırması için ihtarlı tebligat çıkarılmış, asli müdahil vekilinin kendisine tanınan sürede eksik harcı yatırmadığından bahisle 24.12.2015 tarihli ek kararla temyiz talebinin eksik harç nedeni ile reddine karar verilmiş, müdahil vekili bu kararın kendisine tebliğinden itibaren sürsi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. 1)- Müdahil ...’ın temyiz itirazları bakımından;Mahkemece verilen; 24/12/2015 tarih; 2015/12 E. - 2015/500 K. sayılı ilam müdahil vekiline gerekçeli karar tebliğinden itibaren süresi içerisinde temyiz dilekçesi verilmiş ve temyiz harcının bir kısmı yatırılmıştır. Mahkemece müdahil vekiline eksik harcı tamamlaması aksi takdirde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin ihtaratını içeren tebliğ 15/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, kesin süre içine eksik harcın tamamlanmamış olması nedeni ile 24/12/2015 tarihli ek kararla temyiz talebinin reddine karar verilmiş, müdahil tarafından bu ek karar temyiz edilmişse de;müdahil vekiline yapılan tebliğin usulüne uygun olup süresi içinde eksik harcın tamamlanmadığı anlaşıldığından mahkemece kurulan 24/12/2015 tarihli ek kararda bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazının reddi ile 24/12/2015 tarihli (2015/12 E. - 2015/500 K.) ek kararın onanmasına,2)- Davacı ...’un ve davalı Hazinenin temyiz itirazları bakımından;Mahkemece davacınının açılan davanın kabulüne, birleşen dava 2015/16 Esas sayılı davasının reddine karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür,Davacı dava dilekçesi ile öncelikle 10.000,00.-TL talepli dava açmış daha sonra bu talebini ıslah etmiş ayrıca birleşen dosyada Yargıtay bozma ilamında husumetin Hazineye yöneltilmesi gereğine değinildiğinden Hazineye husumet yöneltmek sureti ile ek dava açmış ve tazminat talebinin bir kısmını da birleşen dosyada talep etmiştir. Mahkemece asıl dosyada Hazine davaya dahil edilerek eksiklik giderildiğine göre davacının ayrı bir dosya ile dava açmasından dolayı davanın derdestlik nedeni ile reddine karar verilmesi doğru değildir.Dava tazminat davası olup, davacının tazminat miktarını ayrı ayrı açacağı davalarla talep etmesine yasal bir engel yoktur.Dolayısı ile asıl davada istenen tazminat ile birleşen dosyada talep edilen tazminat aynı alacağa ilişkin olmayıp aynı alacağın kalan kısmının ek dava ile talep edilmesidir. Bu sebeple ek davanın derdestlik nedeni ile reddi doğru değildirHazinenin temyiz itirazları açısından ise davacı dava dilekçesinde öncelikle 10.000,00.-TL talep etmiş, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, redde ilişkin hüküm Yargıtay 5. Hukuk Dairesi atarfından yukarıda belirtilen hükümle bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı vekili 26/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl dosyada talep ettiği 10000.-TL tazminat miktarını 749113,69.-TL'ye artırmış ve mahkemece ıslah edilen miktar dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece hatalı değerlendirme ile bozmadan sonraki ıslaha değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması mümkün değildir. Bu husus 06/05/2016 gün ve 2015/1 E. - 2016/1 K. sayılı ile de tespit edilmiştir.Yapılacak iş: Asıl dava bakımından davacı gerçek kişi vekilinin ıslahen artırdığı kısım yönünden, İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslahın mümkün bulunmaması nedeniyle talebinin reddine karar vermek ve birleşen dava bakımından da işin esasına girerek tüm delilleri bir arada değerlendirip bir karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukukî olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle fer'i müdahilin temyiz itirazlarının reddi ile mahkemenin 2015/12 E. - 2015/500 K. -24/12/2015 tarihli ek kararının ONANMASINA,2. bentte açıklanan nedenlerle;davacı ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.350.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asli müdahile yükletilmesine, davacının yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 18/10/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.