MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili 06/08/2013 havale tarihli dilekçesiyle, ... ilçesi ... Mah. 8482 parsel sayılı arsa üzerine inşa edilen binanın 80/591 hissesinin ve bu hisseye isabet eden zemin kat 3 nolu bağımsız bölümün müvekkili ile dava dışı kişilere miras yoluyla intikal ettiğini ancak müvekkilinin imzası taklit edilerek taşınmazın 07.10.2005 tarih ve 13613 yevmiye sayılı resmi satış senediyle ... isimli şahsa satıldığını, taşınmazı satın alan kişiye karşı ... 2. ...'de açtıkları tapu iptali tescil davasının, alıcının kötü niyeti ispat edilemediğinden reddedildiğini, bu dosya içerisindeki ... raporunda imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığının belirtildiğini, tapu görevlilerinin dikkatsizliği nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ve müvekkilinin uğradığı bu zarardan TMK’nın 1007. Maddesi uyarınca Hazine'nin sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 22.000,00-TL maddi tazminatın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazine'den tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve 18.00,00-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapuda sahte işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Tazminat isteğine dayanak ve davacının murisi ... adına tapuda kayıtlı bulunan 8482 parselde yer alan 3 nolu bağımsız bölüm 07.10.2005 tarih, 13613 yevmiye numarasıyla dava dışı üçüncü kişilere satılmış ise de, davacı ... vekili tarafından taşınmazın ortak murisin diğer mirasçıları tarafından imzası taklit edilmek suretiyle 05.04.2005 tarihinde davalı ...'a satıldığı, sonra sırasıyla önce davalı ...'e, ondan da diğer davalı ...'e satış suretiyle devredildiği, resmi satış senedindeki imzanın ...’na ait olmadığı sonraki maliklerin ise kötü niyetli olduklarını ileri sürerek, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptal ve tescil davası; mahkemece ... Kurumu ... Dairesinden alınan rapora göre, resmi satış akdindeki imzanın davacıya ait olmadığı net bir şekilde belirlenmiş ise de, taşınmazı satın alan üçüncü kişilerin iyi niyetli olduğu gerekçesiyle 18/09/2012 tarih ve 2011/330 Esas - 2012/694 sayılı kararla reddedilmiş, bu karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15/04/2013 tarih ve 2013/1608 Esas - 2013/5481 sayılı kararıyla onanmış ve 10/09/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı Hazine vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Tazminat isteğine dayanak ve 8482 parselde yer alan 3 nolu bağımsız bölüm değerinin, değerlendirme tarihi olan 06/08/2013 tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre, üzerindeki yapılara değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak değerinin belirlenmesi gerekir. Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra, toplam bedel üzerinden arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunlar da göz önünde tutulmak gerekir. Yukarıda açıklanan esaslar dairesinde sözü edilen bağımsız bölüme değer biçilmesi gerekir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihinden önceki yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 06/08/2013 tarihinde dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek arsa payının, bayındırlık resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülmek suretiyle bağımsız bölümünün değeri tespit edilip oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 17/10/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.