MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı gerçek kişiler vekili 05/04/2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinin maliki olduğu 107 ada 112 sayılı parselin orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının 2013 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla kısmen iptal edilmesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 300.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 05/08/2014 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 308.825,32-TL’ye yükseltmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve 308.825,32-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.Tazminat isteğine dayanak 107 ada 112 parsel sayılı taşınmaz bağ niteliğiyle ve 9.136,34 m² yüzölçümüyle davacı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı iken, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2011 gün ve 2011/296 – 2011/478 sayılı kararı ile 107 ada 112 sayılı parselin kısmen kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle, parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 6825,09 m² yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 04/04/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Tarafların aşağıda belirtilen hususların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibariyle yasa hükümlerine uygundur. Ancak ilk keşifte görev alan bilirkişi kurulu ile ikinci keşifte görev alan bilirkişi kurul raporu taşınmazın değeri hususunda birbiriyle yüksek oranda çelişkili olduğu halde çelişki yöntemince giderilmediği gibi dava konusu taşınmazın dosyada belirtilen özelliklerine göre objektif değer artışı uygulanmaması gerekirken tespit edilen değere % 100 oranında objektif değer artışı uygulayan bilirkişi raporuna göre fazla bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmaz üzerinde ağaç varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazın değeri, değerlendirme tarihi olan tapu iptal kararının kesinleştiği 04/04/2013 tarihine göre hesaplanmalı taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre hesaplattırılmalı, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak davacının gerçek zararı saptanıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ile davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.