Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9239 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2987 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... vekili 11/04/2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 176 ada 6 sayılı parselin orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının 2008 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 200.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 05/08/2014 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 241.301,252.-TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve 241.301,252.-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.Tazminat isteğine dayanak 176 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle ve 16.295,01m² yüzölçümüyle 7520/16420 hissesi Hazine, 8900/16420 hissesi davacı ... adlarına kayıtlı iken, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/03/2007 gün ve 2005/354 – 2007/69 sayılı kararı ile 176 ada 6 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle, parselin davacı ...’e ait 8900/16420 hissesinin tapu kaydının iptali ile davalı adına kayıtlı hissesinin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 12/02/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Tarafların aşağıda belirtilen hususları kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibariyle yasa hükümlerine uygundur. Ancak ilk keşifte görev alan bilirkişi kurulu ile ikinci keşifte görev alan bilirkişi kurul raporu taşınmazın değeri hususunda birbiriyle yüksek oranda çelişkili olduğu halde çelişki yöntemince giderilmediği gibi dava konusu taşınmazın dosyada belirtilen özelliklerine göre objektif değer artışı uygulanmaması gerekirken tespit edilen değere % 50 oranında objektif değer artışı uygulayan bilirkişi raporuna göre fazla bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bundan başka, tapu kaydının iptali ile davacı tarafın malvarlığında oluşan gerçek zarara ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihi zararın meydana geldiği tapu iptal kararının kesinleştiği 12/02/2008 tarihi olup, bu tarihe göre taşınmazın değeri belirlenmesi gerekirken, dava tarihi esas alınarak değer tespiti doğru olmamıştır. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topografik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmi verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmaz üzerinde ağaç varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazın değeri, değerlendirme tarihi olan tapu iptal kararının kesinleştiği 12/02/2008 tarihine göre hesaplanmalı taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre hesaplattırılmalı, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak davacının gerçek zararı saptanıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ile davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.