MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:B A Ş L I KDava konusu taşınmazların bulunduğu yörede 1968 yılında yapılıp, 27/02/1971 ilâ 29/03/1971 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen tapulama sırasında ... Köyü, 713 parsel sayılı 1904,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle dava dışı gerçek kişi adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra yörede yapılan yenileme kadastrosu ile dava konusu 713 sayılı parsel, 128 ada 73 parsel sayısını alarak yüzölçümü de 1919,81 m² olarak düzeltilmiş ve taşınmaz satın alma nedeniyle 2008 yılında davacı adına tescil edilmiştir. Davacı ... vekili 09/10/2013 tarihli dilekçesiyle, müvekkiline ait 128 ada 73 sayılı parselin, 2013 yılında yapılan orman kadastrosu sonucunda parselin orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğu iddiasıyla, 128 ada 73 sayılı parsele yönelik orman sınırlamasının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, bir aylık süre içinde açılan aplikasyon ve orman kadastro çalışmasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1971 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışması, 2005 yılında 2859 sayılı Kanuna göre yapılan pafta yenileme çalışması, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanuna göre yapılan makiye ayırma işlemi, 09.09.2013 tarihinde ilân edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporuna göre çekişmeli taşınmazın 1948 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu, 2013 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulamasında da dava konusu taşınmazın tamamen orman sınırı içinde bırakıldığı, dava konusu parselle ilgili yeni bir orman sınırı içine alma işleminin bulunmadığı, 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44 ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işleminin de davacılara yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz için hakdüşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine "3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine" ibareleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/10/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.