Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 868 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11821 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..... Köyü ..... mevkiinde bulunan toplam 8 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilleri yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre müvekkilleri adlarına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacılar vekiline keşif giderlerini keşif gününden bir gün öncesine kadar mahkeme veznesine depo etmesi için 30.03.2005 tarihli oturumda süre verilmiş, davacılar vekili keşif giderlerini ödememiş ve mazeret dilekçesi göndererek bir sonraki oturuma katılmamış, 04.05.2005 tarihli oturumda davacılar vekilinin isteği üzerine yeniden keşif ara kararı oluşturarak keşif giderlerinin mahkeme veznesine depo edilmesi için 7 günlük süre verilmiş, davacılar vekili bu süre içerisinde de keşif giderlerini kasaya depo etmeyerek mazeret de bildirmeksizin son oturuma katılmamıştır. Davalılardan Hazinenin davayı takip etmek istediğini bildirmesi üzerine mahkemece, davacılar vekiline keşif giderlerini yatırması için süre verildiği, ancak keşif giderlerinin yazı işleri müdürlüğü veznesine depo edilmediği, davacılar vekilinin istemi üzerine keşif giderlerinin ödenmesi yönünde ikinci defa süre verildiği, verilen ikinci sürenin H.Y.U.Y.'nın 163. maddesi uyarınca kesin süre olduğu, davacılar vekilinin keşif giderlerini belirlenen sürelerde ödemediğinden keşif deliline tutunmaktan vazgeçtiği, böylelikle de davanın subut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1959 yılında yapılmış ve sonuçları 16.10.1959-16.11.1959 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (H.Y.U.Y. m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hakim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 Sayılı Harçlar Yasası m.34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında, yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Yasası ile Tebligat Tüzüğünün göz önünde tutulması zorunludur. Anılan hususları tam olarak kapsamayan biçimde kurulan ara kararın keşif giderlerinin yatırılması için verilen önelin uygulamada H.Y.U.Y. m. 414, 163 açısında bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E., 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20 H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040). Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur. Yukarıda açıklanan, yasa ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önellere dayanılarak, keşif giderlerinin yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 03/02/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.