MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08/03/2016 gün ve 2015/15982 - 2016/2884 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili 26/09/2011 tarihli dava dilekçesiyle, vekil edenlerin tapuya güvenerek 2001 ve 2002 yıllarında satın aldıkları ve ½ payla adlarına tapuda kayıtlı bulunan ... köyü 1797 parsel sayılı 6120 m² yüzölçümündeki taşınmazın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/50 E. - 2009/519 K. sayılı ilâmıyla toplam 5244,80 m² yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptaline karar verildiği, tapu sicilinin tutulmasından ... kusursuz sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği 28.10.2010 tarihindeki bedeli olan 169.919,70.- TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., tazminat koşullarının oluşmadığı iddiasıyla davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 168.134,78.- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 10/02/2014 gün ve 2013/29254 E. - 2596 K. sayılı ilâmıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle, davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dosyada bulunan kanıt ve belgelere, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal olunan taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine göre, taşınmazın arazi olarak belirlenen metrekare birim fiyatına % 300 oranında objektif değer artış oranı uygulanması gerekirken, daha az ilave edilmek suretiyle eksik bedele hükmolunması doğru görülmemiştir” denilmiştir.Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur. Davacı vekili, eldeki dava dosyası ile birleştirilen ek davada bilirkişi raporuyla tazminat miktarının 575.000,14.- TL olarak belirlendiği, 169.919,70.- TL’nin asıl davada talep edildiğini bundan dolayı 405.080,44.- TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 575.000,14.- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; davalı ...nin temyizi üzerine Dairece yerel mahkeme kararı onanmıştır.Davalı ... vekili bu kez daire kararının düzeltilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir. Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; birleştirme kararı verilse dahi her bir dava bağımsız dava olma özelliğini korumaktadır. Bu nedenle asıl ve birleştirilen davaların her biri yönünden 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesine uygun şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan birleşen dava da, asıl dava gibi niteliği itibariyle nisbi harca tabi olmasına rağmen, davacılar vekili tarafından 59,50.- TL maktu harç yatırılmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Mahkemece bu kanuni düzenleme gereğince, birleşen davada dava değeri üzerinden alınması gereken eksik harcın ikmali için aynı Kanunun 30. maddesi uyarınca süre verilerek, re'sen harç tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yatırılmış olan maktu harç ile yargılamaya devam edilmiş olması 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesine aykırılık oluşturmuştur. Bu itibarla yerel mahkeme kararının yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 08/03/2016 gün ve 2015/15982 - 2016/2884 sayılı onama kararı kaldırılarak, 25/06/2015 gün ve 2014/421-2015/270 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 19/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.