Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7878 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4394 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Malatya Kadastro MahkemesiTARİHİ : 14/06/2013NUMARASI : 2012/11-2013/26Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi ve davalı H.. H.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, orman kadastro ekiplerince G. Köyünde yapılan çalışmalar sonucunda on dönümlük arazisinin orman sınırları içine alındığını, bu yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisine ait olduğu iddiasıyla, tesbitinin iptali ile kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Dava devam ederken, 2012 yılında, yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu olan yer hakkında, 1059 sayılı parsel olarak orman niteliğinde kadastro tutanağı düzenlenmeksizin ihdasen H.. H.. adına tescil işlemi yapılmış, dava konusu taşınmazın orman olarak sınırlandırması yapılan arazilerin içinde kalması nedeniyle tespiti yapılmamıştır.Yargılama sonunda mahkemece, davanın kabulü ile, 11.04.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile yeşil renkte gösterilen 5633.99 m2'lik yerin 1059 nolu orman parselinden tefriki ile davacı B.. K.. adına ayrı bir parsel numarası ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi ve davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.Yörede 24.12.1987 tarihinde tamamlanmış kadastro çalışmasında dava konusu taşınmaz orman sahası olarak bırakılmıştır. Orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları ise 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanuna göre yapılmış ve 09/04/2009 tarihinde ilân edilmiştir.Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması çalışmalarının sonuçları 09.04.2009 tarihinde ilân edilmiştir. Davacının, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisine ait olduğu iddiasıyla 01.10.2009 günü dava açtığı, dava tarihi itibariyle yörede önceden yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmadığı anlaşıldığına göre davanın 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca orman niteliğinin belirlenmesine ilişkin yapılacak resmi belgelere dayalı araştırma ile çözüme kavuşturulması gerekir. Dava bu hali ile orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma, taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Mahkemece alınan orman bilirkişi raporunda taşınmazın 1952 tarihli memleket haritasında renksiz ve işaretsiz olarak gözüktüğü belirtilmesine rağmen en eski tarihli hava fotoğrafı getirtilerek taşınmazın konumu belirlenmemiştir. Bundan ayrı; dava, altı aylık sürede gerçek kişi tarafından açılan orman kadastrosu çalışmasına itiraz davası olduğuna göre, mahkemece orman tahdidine itiraz yönünden bir karar verilmesi, tescil talebi yönünden ise görevsizliğe karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde tescil hükmü kurulması da usûl ve kanuna aykırıdır.O halde, mahkemece; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen harita ve fotoğraflar, çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 1/6/1988 gün ve 31/13 E. K.; 14/3/1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13/6/1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararlarıyla iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritasıyla irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine (kadastro paftası yok ise, çekişmeli taşınmazın ölçekli krokisi), yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği taktirde dava konusu edilen 1059 parsel sayılı taşınmaz zaten orman olarak tapuda kayıtlı olduğu için davanın reddi ile yetinilmeli, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının belirlenmesi halinde ise taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması şeklinde hüküm kurulmalı, tescil talebi yönünden ise görevsizliğe karar verilmelidir.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı H.. H.. ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.