Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7871 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 3282 - Esas Yıl 2005
Taraflar arasındaki orman şerhinin kaldırılması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi ve katılan davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RKadastro sırasında .... Köyü 702 parsel sayılı 2.200 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 15.01.1952 tarih 445 sıra nolu tapu kaydı ile, 704 parsel sayılı 5.500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 15.01.1952 tarih 444 sıra nolu tapu kaydı ile tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hayri Varol ve arkadaşları adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ..... ....., çekişmeli taşınmazların tapulu oldukları, tapu kaydı üzerine konulan orman şerhinin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin kaldırılarak edinme sebebi olarak maki tefriki sonucu makilik ibaresinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi ve katılan davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydı üzerine konulan orman şerhinin kaldırılmasıdır.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa uyarınca yapılan makiye ayırma, 1960 yılında genel arazi kadastrosu, 1990-1991 yılları arasında da 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; hükme dayanak alınan 16.07.2002 tarihli Orman Yüksek Mühendisi .... ..... ve Kadastro Teknisyeni .... .....'nun birlikte düzenledikleri raporda özetle: ".... Köyünde ilk orman kadastrosunun 3116 Sayılı Yasaya göre 1947 yılında yapılıp, ilan edilerek kesinleştiği, çekişmeli taşınmazların tahdit içinde bırakıldığı, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa gereğince makiye ayrıldığı, 1951 yılında Ali Varol isimli kişiye tevzi edilerek 15.01.1952 tarih 444 ve 445 sıra nolu tapu kayıtlarının oluşturulduğu, 1960 yılında yapılan arazi kadastrosunun yapıldığı, 1990-1991 yılları arasında 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulamasında orman ağaçları ile kaplı olduklarından sözedilerek Dumanlıdağ Devlet Ormanı sınırları içinde bırakıldıkları, çekişmeli taşınmazların çoğunluğu saplı meşe, ıhlamur, kestane ve gürgen ağaçlarıyla kaplı olduğu, 0.8-1.0 kapalılıkta orman görünümünde oldukları, 702 parselin % 25-40, 704 parselin % 45-50 eğimli oldukları, Y.İ.B.B.G.K.'nun 1993/5 E, 1996/1 K. sayılı ilamı gereği tevzi tapularının geçerli olduğu açıklanmıştır.Taşınmazlar 1990-1991 yılları arasında 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarılmadıkları için devlet ormanı niteliğini halen korumaktadırlar. Kaldı ki; taşınmazların üzerinde halihazırda orman ağaçları bulunmakta ve eğimleri % 12'den çok fazladır. Her ne kadar, toprak tevzi komisyonunca topraksız kişilere dağıtılmış ise de, 4753 Sayılı Yasanın 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. 6831 Sayılı Yasanın 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler orman sayılır. Bilimsel olarak da % 12'den fazla eğimli makilik sahalar orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza makisi yani orman sayılması gerekir.Bu nitelikteki taşınmazlar 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılamaz, ayrılmış olsa bile yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılır. Orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır. 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı Y.İ.B.B.G.K. kararı, 5653 Sayılı Yasaya göre yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak makiye ayrılan ve özel yasalar gereğince oluşturulan tapulu yerlerde uygulanır. Makiye ayrılan taşınmazlar hali yerler gibi zilyetlikle dahi kazanılamaz. Kaldı ki; usulsüz yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak 1951 yılında yapılan makiye ayırma işlemi ile kadastro tespitinin yapıldığı 1960 tarihi arasında 20 yıllık süre de geçmemiştir. Diğer taraftan, bir an için 1951 yılında yapılan makiye ayırma işleminin geçerli olduğu kabul edilse bile gerek 20 Mayıs 1984 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren orman kadastro yönetmeliğinin 51. maddesi gerekse bu yönetmeliği yürürlükten kaldıran ve 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosu ve aynı yasanın 2/B maddesinin uygulaması hakkında yönetmelik"in "Makilik ve Yabani Zeytinlik sahalarda orman kadastrosu" başlığını taşıyan 28. maddesindeki; "Orman Kadastro Komisyonlarınca;a) Evvelce makiye tefrik edilen fakat tevzi yapılmayan sahalarla 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesine giren ancak istisna bentlerine girmeyen ormanlık alanlar,b) Evvelce makiye tefrik edilip çiftçiyi topraklandırma ve iskan mevzuatına göre tevzii yapılan, temlik kararı verilmiş ve tapuya bağlanmış sahalar içinde kalan ve yüzölçümü bir bütün olarak 3 hektardan büyük ormanlık alanlar,Devlet Ormanı olarak sınırlandırılır" Hükmü gereğince 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasayla değişik 7. maddesi uyarınca orman sınırı içine alınmış ve işlem 22.04.1987 tarihinde kesinleşmiş olduğu kabul edilmelidir. Bilindiği gibi, 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesini değiştirerek tapulu taşınmazlar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre içinde orman kadastrosuna itiraz olanağı getiren 3373 Sayılı Yasa, ancak bu yasanın yürürlüğe girdiği 28.05.1987 tarihinden sonra yapılan işlemlere uygulanabilir. Somut olayda; 3373 Sayılı Yasanın uygulanamayacağı bir yana, dava tarihi itibariyle 10 yıllık süre de çoktan geçmiştir. Hal böyle iken, davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi ve katılan davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 14/06/2005 günü oybirliğiyle karar verildi.