Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7606 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3892 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Adana Kadastro MahkemesiTARİHİ : 29/04/2013NUMARASI : 2011/35-2013/11Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, tapu kaydına dayanarak, yörede yapılan aplikasyon ve 2/B çalışmaları sırasında Y. Köyü 73 parsel sayılı taşınmazın batısında tahminen 20 dönümlük kısmının orman sınırı içine alındığını, bir kısmının ise 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarıldığını, taşınmazın bölümlerinin aynı nitelikte olmasına, 31.12.1981 yılından beri tarım arazisi olarak kullanılmasına ve orman vasfını kaybetmesine rağmen taşınmazın bir kısmında 2/B çalışmasının yapılmadığını, 1952 yılındaki tahdidin aplikasyonunun yanlış yapıldığını iddia ederek, yanlış yapılan aplikasyonun iptaline ve taşınmazın aynı nitelikte olan bir bölümünde 2/B çalışması yapılması karşısında yapılmayan bölümünde 2/B çalışması yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişileri Ş. Y.ve Y.Y.’ın 01/04/2013 tarihli krokili raporlarında çekişmeli taşınmaz içinde kalan ve (P) harfiyle gösterilen 1875.52 m2'lik kısım ile (Z) harfiyle gösterilen 1001.95 m2'lik kısım ile ilgili orman kadastro tahdidinin iptaline, davacının 2/B uygulama çalışması yapılmayan yerle ilgili 2/B uygulama çalışması yapılmasına karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraz niteliğindedir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1952 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1985 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 27/10/2010 tarihinde askı ilânı yapılan 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Mahkemece, orman bilirkişi raporuna göre 2008 yılındaki 2/B çalışması için yapılan aplikasyonda, 1952 tarihinde yapılıp kesinleşen orman tahdidinde belirlenen OS.3159 numaralı orman sınır noktasının tahdit haritasına göre hatalı aplike edildiği, 1952 tarihli tahdit krokisine göre çekişmeli taşınmazın (P) harfiyle gösterilen 1875.52 m2 ve (Z) harfiyle gösterilen 1001.95 m2'lik kısmının orman sayılmayan alanda kaldığı gerekçesiyle bu kısma ilişkin davanın kabulü ile orman tahdidinin iptaline karar verilmişse de, mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.Şöyle ki; Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/434 - 825 sayılı dosyasında davacının, davalı Orman Yönetimi aleyhine çekişmeli taşınmaz hakkında açtığı müdahalenin men'i davasında mahkemece, dava devam ederken yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması yapılması nedeniyle davaya bakmagörevinin kadastro mahkemesine ait olduğunu belirterek dava dilekçesinin reddine karar verildiği, aynı gün incelemesi yapılan 2014/4408 E. sayılı dosyası kapsamından anlaşılmaktadır.Kadastro davalarında, çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parsel hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu nedenle; mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine açılmış ve aynı parselin dava konusu olduğu kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilen Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/434 - 825 sayılı dosyası ile temyize konu iş bu dosya arasında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunması nedeniyle bu dosyaların H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/09/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.