MAHKEMESİ : Dikili Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/06/2009NUMARASI : 2007/97-2009/150Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar 17.01.2006 tarihli dava dilekçesinde, Ç. Köyü, K.mevkiinde zilyetliklerinde bulunan taşınmazın, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/27 Esas -1958/153 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile de kendilerine ait olduğunun ve orman olmadığının tesbit edildiğini, o tarihten beri de kendileri tarafından kullanıldığını, ancak, kadastro tesbit çalışmaları sırasında, bu arazinin orman arazisi olarak tesbit gördüğünü ileri sürerek, kesinleşmiş mahkeme ilâmı da dikkate alınarak, orman olarak yapılan tesbitin iptali ile adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. 2005 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında Ç. Köyü 127 ada 154 nolu parsel, kesinleşen Devlet Ormanı niteliği ile, kadastroda 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarılmıştır.Mahkemece, davalılardan Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,Davalı Hazine aleyhine açılan davanın kabulü ile D.İlçesi, Ç. Köyünde bulunan 127 ada 154 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan kadastro fen bilirkişinin 20/05/2008 tarihli krokili raporunda ölçekli olarak belirtilen 78.306.25 m2'lik kısmının davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile ayrı parsel numarası verilmek suretiyle eşit hisseler oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 04.11.1981 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Arazi kadastrosu ise 21.12.2005 - 19.01.2006 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.İncelenen dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, karar tarihinden sonra, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu yapıldığı ve dava konusu taşınmaz hakkında, 127 ada 346 ve 127 ada 347 parsel numarası verilerek, kullanım kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca; dava konusu taşınmazlarla ilgili orman kadastrosuna itiraz davası olarak açılan, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/27 - 1958/153 Esas sayılı dosyası Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/3328 - 6779 sayılı kararı ile görev yönünden bozulmakla, Dikili Kadastro Mahkemesinin 2011/2 Esas sayılı esasına kaydedildiği, Dikili Kadastro Mahkemesinin kapatılması ile de Bergama Kadastro Mahkemesinin 2013/33 Esas sayısına kaydedildiği ve hâlen derdest bulunduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 26/4 maddesi hükmüne göre “kadastro mahkemesinin yetkisi (görevi) her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” Yine aynı Kanunun 27/1. maddesine göre “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmazlara ilişkin davalar hakkında, o taşınmaz için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte, bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar kadastro mahkemesine re'sen devrolunur.”. Görev kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sebeple; mahkemece yapılacak iş, çekişmeli taşınmaza kadastro tutanağı düzenlendiğinden, kadastro tutanak asılları dosyaya getirtilerek, davaya bakma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olduğu düşünülerek, görevsizlik kararı vermekten ibarettir. Bu taşınmazlarla ilgili devam eden orman kadastrosuna itiraz dosyası ile bu dosyanın birlikte görülmesi gerektiğinden, birleştirme işleminin de ayrıca Kadastro Mahkemesinde gözönüne alınması gerekir. Her ne kadar dava konusu taşınmazlar yönünden orman sınırlamasına itiraz davası söz konusu olup, orman kadastrosu ve 2/B işlemi kesinleşmeden kulanım kadastrosu tutanağı düzenlenmesi olanaklı bulunmayıp, yok hükmünde ise de; bu hususların, tahdide itiraz davasının sonucuna göre, kadastro hâkimi tarafından değerlendirilmesi gerekir. Kabule göre de; gerek orman kadastrosuna itiraz davalarında, gerekse orman niteliği ile tapuya tescilli taşınmazlara karşı açılan tapu iptali ve tescil davalarında, ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise, Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğundan, Orman Yönetimi kanunî hasım olup, Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın, husumet nedeniyle reddine karar verilmesi de doğru değildir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/09/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.