Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7493 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2463 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ...vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;K A R A RDavacılar vekili, 21/02/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü 109 ada 214 parsel sayılı 476 m² taşınmazın, ... tarafından açılan ve kesinleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile tapu kaydının kısmen iptaline ve orman niteliği ile ... adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 500.000.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra 04/02/2014 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle dava değerini 609.540,00.- TL olarak ıslah etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 609.540,00.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... alınarak, davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1987 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1966 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarına da uygulanan Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak dördüncü fıkrası gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek değer tespiti yapılması gerekmektedir.Emsalin, dava konusu taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya değer tespitine esas alınan tarihe yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve daha önceki tarihlerde satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu Üretici Fiyat Endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra, dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmak, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmek suretiyle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın gerçek değeri tespit edilebilir.Mahkemece, emsal araştırması yapılmasına karşın, emsal satış esasına göre değil, "Piyasa şartlarına göre" bulunan değer üzerinden dava tarihi itibarıyla hesaplama yaptırılmış, daha sonra ek raporla -yine aynı yöntemle- hükmün kesinleştiği tarih itibarıyla yeni bir hesaplama yaptırılmış, ancak dava tarihine göre hesaplanan değer üzerinden karar verilmiştir.4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir.Doğru sonuca varılabilmesi için, tarafların göstereceği ya da re'sen belirlenecek emsal kayıtlar Tapu Müdürlüğünden getirtildikten sonra 2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanunla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince, sadece satış değeri değil; emlak vergi değerleri de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırmasında gözönünde tutulmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin, tapu iptali kararının kesinleştiği 2007 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerleri ve satış değerleri karşılaştırılarak, birbirine göre üstün ya da eksik yönleri tartışılmalı, değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin nedeni açıklanmalı, buna göre bir hesaplama yapılarak karar verilmelidir.Kabule göre de, tapu kaydında davacıların miras bırakanı ... ... 339/2400 payı olduğu, geri kalan payların ... köy tüzelkişiliğine ait olduğu gözönünde bulundurularak davacıların payı yönünden bir hesaplama yapılmamış olması da doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 27/06/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.